Öncelikle herkese merhaba. Kaç zamandır burayı okuyor ve mücadelenize şahit oluyorum. 7. sınıfta başlayan, kimsenin zorlamadığı ama ne olduğunu tam anlayamadığım şekilde kapandım, hayatımı bu kadar etkileyeceğini bilmeden. Lisede de sorgulamadım hiç. Bir gün arkadaşlarımız arasında din konuları açılmıştı ve bize “Kendinizi kısıtlıyorsunuz.” demişti ve bana neden kapalı olduğum sorulmuştu, ben de “Rahatsız olduğum için.” demiştim. Peki amacı bu muydu, yoksa bir ibadet miydi?
Tabii aradan zaman geçti, ben mezuna kaldım. Bari dedim, yapıyorsak güzel yapalım, ferace giyelim, topuz yapmayalım. İlk başta kendimi çok iyi ve özgür hissetmiştim çünkü tek tip giyiyorsunuz ve kombin derdin yok. Ama şu var ki bu da çok uzun sürmedi. Sıcağın altında her tarafın kapalı ve olduğundan çok büyük gösteriyordu. Ve işin garip tarafı bunu yaptığımda “Halen yaşın küçük.” dediler, peki doğru olan öyle kapanmak değil miydi?
Küçüklükten beri hep sorgulayıcı bir çocuk olmuşumdur, her şeyi, her olayı kafama yatana kadar sorgularım ama bu konuyu mezun seneme kadar hiç düşünmemiştim çünkü ailede herkes kapalı, kardeşim hariç. Hatta lisedeyken ona baskı kurardım, “Sen de kapanacaksın” diye. Hep direndi, istediğini yaptı ve şu an hâlâ açık. Bu kararlılığına hayranım. Peki ya ben nasıl onu zorlayacak kadar kördüm? Veya kapalılık gelenek haline mi gelmişti? Yoksa erkeklere saç göstermek ahlaksızlık mıydı, yoksa ibadet mi? Peki bir erkeğin saçı bana da hoş gelemez miydi? Benim de duygularım yok muydu? Onlar niye kapalı değildi?
Kafam tıpkı bu yazı gibi karmakarışıktı, cevap bulmalıydım bu sorulara ve artık kapalı olmak istemiyordum. Tişört eşofman dışarı çıkmak istiyordum. Veya kimse eve geldiğinde “Ay kafam açık, başörtüsü bulmalıyım” telaşesine girmek istemiyordum. Kafamdaki soruların cevapları iyice netleşmişti. Kapalılık bir ibadetti ve yapıp yapmamak benim elimdeydi ve Allah bana bu iradeyi vermişti. Günah olabilir ama Allah çok merhametli değil mi? Bizi niye affetmesin? Gerçi namaz bile düzgün kılmıyorum, namaz kılmıyorken çok rahat olabiliyoruz, umursamıyoruz ama konu kapalılığa yani başını açmaya gelince dünyanın en büyük günahını işliyormuş gibi oluyorum. Ya da yalan söylemek, kul hakkı mı daha önemli?
İkinci sorumuz ise toplumun ahlakla kapalılığı birleştirmesiydi. Aslında ahlak insanın karakteriydi, başındaki şeyle alakası yoktu. Ve bize hükmeden ataerkil zihniyet bunu kadınlara dikte ederek yıllar boyu ahlak ve kapalılığı bağdaştırmıştı. Ben ise kapalılığın bir ibadet olduğuna, insanın karakterinin, edep ve terbiyesini belli ettiğini anlamıştım. Halen açılmadım çünkü önümde bir sınav belirsizliği var, önce onu halledeyim sıra buna da gelecek. =) Serüvenimi gene yazarım belki. =) İlham verdiğiniz için teşekkürler, hepinizi güzel kalbinizden öpüyorum.