Hata yapma hakkım yokmuş gibi herkes benden mükemmel Müslüman olmamı bekliyordu artık.

Selam, ben 20 yaşında üniversite öğrencisi olan tesettürlü bir kadınım. 13 yaşında ‘kendi kararımla’ kapanmıştım. Liseye geçeceğim sene lise tercihime imam-hatipi yazmam konusunda babam çok istekliydi. Zorlamıyordu ama ikna etmeye çalışıyordu. “İstemiyorum dersen anlarım, ben senin iyiliğini istiyorum ama seni zorlamıyorum, sen bilirsin.” tarzında konuştuğu için minnet duymuştum.

Anadolu lisesine gitmenin karşılığında bir şey yapmam gerekiyor gibi hissetmiştim ve kapanma kararını bu şekilde almıştım. Kendi kendimi manipüle etmiştim aslında. Annem de “Emin misin? Bu büyük bir karar. İstemiyorsan yapma.” diyerek beni uyarmıştı.

Evet onlar beni sözlü olarak zorlamadı ancak çocukluğumdan beri uyguladıkları baskı bu kararı vermem için beni zorlamıştı. Daha ortaokuldaki bir kız çocuğu olarak kot pantolunun üstüne uzun bir tişört giymeden çıkamıyordum. Oje sürmek yasaktı, etek şort yasaktı, askılı giymek yasaktı. Eğer bunu yaparsam artık beni rahat bırakırlar diye düşünmüştüm. Öyle de oldu ama artık ben rahatsızdım. Sırf ailem mutlu olsun, benimle gurur duysun diye yaptığım şeyden bu kadar rahatsız ve mutsuz olduğumu bilseler bunu yapmama yine de izin verirler miydi çok merak ediyorum.

Özgüvenli biriyken liseye geçtikten sonra çok büyük bir özgüven kaybı yaşadım. Kendim gibi olamıyordum çünkü. Açık olup müslüman olanlarla aynı şeyi yapsam bile benim yaptığım daha çok göze batıyordu. Hata yapma hakkım yokmuş gibi herkes benden mükemmel müslüman olmamı bekliyordu artık. Kıyafet baskısı bitmişti ama bu sefer toplum baskısı başlamıştı.

Lise bittikten sonra üniversiteye geçerken açılmak istemiştim. Ama buna cesaretim yoktu. Hala bunu yapmamalıyım ailem çok üzülür diyerek kendimi ikna etmeye çalışıyordum. Üniversiteye başlamadan açılmak doğru bir zamandı çünkü yeni bir hayata başlayacaktım ve kimse beni tanımıyordu. Eğer şimdi yapmazsam orda yapmak daha zor olur ve yine yapamam ve bu düşünceden kurtulurum demiştim. Kendi kendime engeller koymuştum, daha da zorlaştırmıştım.

Resmen istemediğim bir hayatı yaşamaya zorluyordum kendimi. Ama düşündüğüm gibi olmadı. Üniversiteye başladıktan sonra, çevre edindikten sonra bile hala istiyordum. Yaklaşık 7 ay önce ağlayarak annemi aradım. “Anne ben çok zorlanıyorum, dayanamıyorum artık. Yıllardır bu düşüncelerin içinde boğuluyorum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ama bu şekilde yaşamak istemiyorum. Çok mutsuzum” diyerek hislerimi anlatmaya çalıştım.

Annem beni anlar diye düşünmüştüm çünkü kendisi gençliğini istediği gibi yaşamış ve 30lu yaşlara geldiğinde kapanma kararı almıştı. Kendi ailesi çok rahattı. Beni anlar sanmıştım ama beklediğim gibi bir tepki alamadım. “Bunu bana yapma nolursun, görüp de en kınadığım şey başıma mı gelecek? Benden kensinlikle destek bekleme. Bunu onaylayamam” dedi. Oysaki istediğim onaylaması değildi. Fikir ayrılıklarımız olabilir sonuçta. o

“Onaylamadığım bir şey olsa bile bu senin kararın, istediğin şekilde yaşamalısın.” demesini beklemiştim sadece. Daha sonraları sık sık beni arayıp başörtüsünün önemini, dindeki yerini falan anlatmaya çalışıyordu. Ama ben dinin gerekliliklerini de tesettürün ne anlama geldiğini de çok iyi bilen biriyim ve buna rağmen bunu istiyorsam bu sadece beni ilgilendirir. Son karar olarak sömestrda eve döndüğümde “konuşup kararlaştırırız, babana anlatırsın” falan demişti.

Sömestrda da bunu yapacak cesareti bulamadım ne yazık ki. Çünkü babamla bunu konuşabilmek için kendimi çok güçsüz hissediyorum. Tepkisini tahmin edemiyorum ve her şeyin çok daha kötü olacağından korkuyorum. Ya okula dönmemi isterse? Gözlerindeki değerim de azalacak ben buna eminim. Güvenleri kırılacak ve her konuda daha endişeli olacaklar. Açılma isteğimi ‘yoldan çıkıyor’ olarak görecekler. Açık birinin başını kapatma kararı almasıyla eşdeğer bir durum aslında bu. Biri alkışlanıp takdir edilirken diğerinin ayıplanıyor oluşu inanılmaz mantıksız.

Şu an final haftasının ortasındayım ve yaklaşık 2 hafta sonra eve döndüğümde bu konuyu son kez konuşacağım. Bu sefer kararım kesin. Ne olacaksa olsun, en kötüsü yaşanıyorsa da yaşansın. Bu şekilde gençliğimin en güzel yıllarını kendim olamayarak geçirmeye devam edemem. Ailemin ve çevremin tepkisini, nasıl bir süreçten geçtiğimi birkaç ay sonra buraya tekrar yazacağım. O zamana dek görüşmek üzere, hoşça kalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir