Küçükken 20’li yaşlarında başörtüsü takmayan kızları görünce çok şaşırıyordum. Sanki böyle bir şey imkansızmış gibi. Önceden herkesin ailesi böyle baskıcı ve dinine bağlı sanırdım. O yüzden sanırım kapanmamı söylediklerinde tepki gösterip sesimi çıkaramadım. Bir süre alıştığımı sandım. Daha doğrusu ne zaman aynanın karşısına geçip görüntüm gözümü tırmalasa kendimi kandırıyordum. Olması gereken bu, sonuçta din bunu emrediyor diye kendimi avutuyordum. Ama o kadar moralimi bozuyordu ki kapalı olmak.
Saçlarımı çok severdim. Hep onlara özenmek, onlarla uğraşmak isterdim. Küçüklüğümde de böyleydi bu. Hatta bu yüzden hep azar işitirdim. Evde beni saçımı tararken görsünler, hemen başlarlardı: “Kime süsleniyorsun?” demeye. Hiç unutmam, daha çok küçüğüm. İlkokulda falan olmam lazım. Annem bana “Yolda yürürken bir adamın sana bakıp da “Ne kadar güzel kız.” dememesini sağlamalısın.” demişti. Buradan anneme sesleniyorum, hoş hiçbir zaman bunu okumayacak ama olsun. Böyle bir şey mümkün değil. Bunun için erkek bile olsam yetmez. İnsanlar o kadar art niyetli ki çocukken tacize uğramış erkek arkadaşlarım var. Düşünün, sizce o sapık gözlerden kaçmak mümkün mü? Mümkün değil. Bu yüzden artık başkasının ne düşündüğüne göre şekil almak istemiyorum.
Anladım ki bir insanın gözüne girmek için ne kadar uğraşırsanız uğraşın onun sizi görmek istediği kadarsınız. Eksik görmek isteyen eksik görüyor. Ve çok ilginç ki aslında sevilmek için de çabaya gerek yokmuş. Sizi anlayan, siz açıklama yapmasanız da yanınızda olmak için sizi dinlemek için bir yol arıyormuş. Ben bunu ailemden öğrenmek isterdim. Ama şu son bir yıldır 20 yıllık hayatım boyunca onlardan görmediğim desteği yeni tanıştığım insanlardan görünce anladım. Maalesef bazı insanların uydurduğu gibi ailen en büyük destekçin değildir.
Son bir yıldır dinsizim. Bu süre boyunca bana dayatılan onca şeye ve yapılan ayrımcılığa karşı çok öfkeliydim. Aynı zamanda beni bir kere bile dinlemek istemeyen aileme de çok kırgındım. Asla ve asla fikirlerim ve isteklerim olabileceğini düşünmediler bile. Hâlâ bir şey istediğimde kabul ettirmek için yemediğim azar kalmıyor. O yüzden korkuyorum açıkçası şu ana kadar bana söyledikleri ve yaptıkları her şeyi göz önünde bulundurduğumda açılmak istediğimi söylesem oturup dinlemezler bile. Hemen akıllarına kimin için böyle olmak istediğim gelir. Daha önümde iki yıl var okulun bitmesine.
O zamana kadar beklemek bana ölüm gibi geliyor. Artık her gece düşünmekten yoruldum. Şu yıllarım benim bir daha sahip olamayacağım yıllar ama benim elimden kayıp gidiyor. Yani neden, anlamıyorum. Neden bir başörtüsü benden daha değerli? Annem bunu açık açık söylemişti. “Senin mutluluğun önemli değil.” diye. Onun için önemli olmayabilir ama ben bir gün herkesi mutluluğumla kudurtacağım. O gün ne zaman gelecek bilmiyorum. Elimden geldiğince hızlı olması için uğraşıyorum ama o gün bir gün gelecek.