Öncelikle merhaba. Uzun süredir yazmayı istediğim yazıyı sonunda yazıyorum. Hep buradaki yazılara bakarken bir gün ben de buraya hikayemi yazar mıyım, bir gün ben de başarır mıyım diye merak eder dururdum. Başardım.
Ben 6 yıl boyunca kapalı olan bir bireydim. Ve bu mücadeleden hepinizin çıkmasını umduğum gibi zaferle çıktım.
Zorla kapandım diyemem fakat kapandığım zaman bunun nasıl önemli bir karar olduğunun bilincinde değildim. Aslında uyarımı almıştım. Annem bana “Bak dikkatli düşün kapanırsan bir daha açılamazsın.” demişti. Ama ben küçüktüm ve etrafimdakilere özenmiştim. Zaten arada tülbent örtmek falan hoşuma giderdi. Bilirsiniz küçükken böyle şeyler çoğunlukla çocukların hoşuna gider. Bir de “Ay ne kadar yakıştı!” laflarını duyunca iyice etkisine gireriz. Ben de böylelikle kapandım.
İlk başlarda çok mutluydum. Aldığım tepkiler, tebrikler ve imam hatip okuluna gitmemle çevremdeki insanlarında benimle aynı görünüşü beni oldukça tatmin ediyordu. İlk senelerimde sorun yaşamasam da sonrasında yavaş yavaş psikolojimi etkilemeye başladı. Çok değişik bir şekilde artık kendimi başörtüsüz rahat hissedemiyordum. Evde bile başımı örtüyor, kız arkadaşlarımın yanında bile başımı asla açmıyordum. Onsuz hep yargılanacaktım sanki. Hala çözümleyemediğim zamanlardır bu zamanlar.
Sonrasında ortaokulun bitmesiyle bir şeyleri anlamaya başladım. Öncesinde çok dar görüşlüydüm ve lisenin başlamasıyla yeni yeni kendimi keşfetmeye başladım. Aslında içimdeki karmaşaların büyük nedenlerinden birini bulmuştum. Fakat artık başörtüsü takmak istemediğimi asla kendime bile itiraf edemedim. Sanki aklımdan geçirmek bile yasaktı, hakkım değildi ve imkansızdı. Kendime itiraf etmem bile neredeyse bir yılımı aldı. Bir şeyleri kabullenmeye çalıştıktan sonra bile bunun olmasına imkan veremedim. Kimseye anlatamıyordum . En yakın arkadaşlarıma dahi söyleyemiyordum. Kendimi cesaretlendirmem ve bir şeylere karar vermem hiç kolay olmadı. Başaramayacağımı düşündüğüm zamanlar çok oldu ama bir şekilde yolumu buldum.
Tesadüf eseri bir arkadaşım öğrenmiş oldu ve sonrasında birkaç arkadaşıma daha anlattım. Sonrasında tek bunları çekenin ben olmadığını çevremde bile olduğunu fark ettim. Anlattım anlatmasına ama hâlâ nasıl başaracağımı bilmiyordum, hep ağlıyor ve ağlıyordum. Durup dururken ağlamaya başlıyordum, kilo kaybetmeye başlamıştım. Ailem de bir şeyler olduğunu anlamaya başladı ama asla buna ihtimal vermezlerdi. Bir gün deli cesaretiyle abime söyledim. Dediğim gibi bu konu hakkında konuşmaya hakkım yok gibi hissediyordum ve konuşmaya başladığım an ağlıyordum. Bu yüzden abime bile mesajla söylemiştim. Abim kötü bir tepki vermedi ve yanımda oldu fakat aileme söyleme kısmı hâlâ zorluydu.
Yine bir gün kendime “Ya bunu yaparsın ya da hayatın boyunca böyle pişmanlık içinde yaşarsın. Bu tek şansın.” diyerek aileme söyledim. Tepkilerinden çok korkuyordum ve “Ya her hakkımı elimden alırlarsa?” diyordum. Kendimi çok ama çok değersiz hissetmeye başlamıştım. Ya çok kötü tepki vereceklerdi ya da şaşırtıcı derece iyi. Şanslıyım ki çok kötü tepki vermediler. Ailem tabii ki bunu yapmamı istemedi ama zorlayamayacaklarını söylediler. Fakat hep yapamayacağımı düşünüyorlardı, cesaret edemeyeceğimi ve bu yüzden bu kadar rahatlardı belki de. Ben ise kendimi gerçekten çok zorladım ve başardım.
Herkesin tepkisine ve o bakışlarına rağmen bir şekilde karşılarında durabildim. Akrabaların karşılarına çıkmak korkulu rüyam gibiydi. Hep kaçmaya ve kaçmaya çalıştım. Fakat kaçmanın çok saçma olduğunu anladım. İnanın hiç geçmeyecek sandığım, hiç ışık göremediğim günler bile geçti.
Yaklaşık 1 yıldır rüzgârı saçlarımda hissediyorum. Rüzgârla dostuz artık. O rüzgârla dost olduğum ilk günü hatırlıyorum ve böyle zor bir süreci başardığım için kendimle gurur duyuyorum.
Umuyorum ki siz de rüzgârla en yakın zamanda dost olursunuz. Uzun sürse bile unutmayın ki rüzgâr hep sizi bekliyor olacak.
Lütfen, siz benim yaptığım gibi kendinizi değersiz hissettirmeyin, kendinize çokça dikkat edin. Kendiniz hakkında karar vermenin sizin en doğal hakkınız olduğunu unutmayın.
Zamanında burada okuduğum bir yazıda gördüğüm ve kimin yazdığını bilmediğim ama kendisine teşekkür borçlu olduğum, beni hep motive eden bir cümleyi hatırlatmak istiyorum sizlere.
Unutma ki;
“Yalnız değilsin, biz de varız. Hep buradaydık.”
Umarım asla mücadelenizden vazgeçmez, yalnız olmadığınızı unutmazsınız. Her yalnız hissettiğimizde birbirimizin cümlelerine sığınalım ve güçlü kalalım. Tekrar umuyorum ki hikayem sizi daha da hüzüne boğmaz aksine daha kararlı kılar.
Rüzgârla dost oluşunuzu iple çekiyorum. İyi ki varsınız.