Her sabah güneş doğar ama saçlarım ışığıyla tanışmadı. 5. sınıfta kapandım. Kapandığım dönem aile içi sıkıntılar yaşadığımız bir dönemdi. Kardeşim 4. sınıfın yazında vefat etmişti ve cenazesi hâlâ evin içinde gibiydi. Aslında 1. sınıfta annemden 5-6 ay ayrı kalmıştım ve zaten yabancı gibiydik. Bunun sonucunda annem, kapanma kararımı desteklemedi, sonradan açılıp pişman olacağımı söyledi ama ben inat ettim ve keşke annemin sözünü dinleseymişim.
Annemin işte olduğu bir akşam babamla konuştum. Evde derin bir sessizlik vardı ve babamın kahkahaları uzun bir süredir ortalıkta yoktu. Babam inanan bir insandır ve “Kapanırsam mutlu olur musun?” diye sorduğumda dünyanın en mutlu babası olacağını söylemişti. Anne tarafı akrabalarımın hepsi kapalıydı ve açıkçası beni biraz dışlıyorlardı. Hâlâ kuzenlerin Whatsapp grubunda kayıtlı değilim mesela. Asla davet edilmediğim buluşmalar falan… Artık dert etmiyorum ama o zamanlar bu benim için önemliydi.
İmam Hatip ortaokuluna gönderilince benim için her şey çok değişti. Kendi kararım olduğuna inanarak kapanmaya karar verdim. Küçükken anlatılan bir hikaye vardır; bir kurbağayı soğuk suya koyup sıcaklığı yavaş yavaş arttırırsanız haşlandığını fark etmez. Benim durumum da aynısıydı. Yakışmadığı gerekçesiyle önce kısa kollulardan, rahat ve güzel kıyafetlerden uzun tuniklere, hırkalara geçmeye başladım.
Şu an 18 yaşındayım ve dolabımın sadece yarısını bile kendim beğenerek seçip almadım. Genel olarak annemin aldığı bol, dikkat çekmeyen ve hiç giymediğim tek renk tunikler, uzun elbiselerden ve her gün giyilmekten yıpranmış kot sweatshirtlerden oluşuyor. Açıkçası giyim benim için önemli bir şey çünkü dünya zaten çok çirkin. Aynaya baktığımda güzel bir şeyler bulmayı seviyorum.
Vücudumla ve bedenimle barışığım, ta ki başörtüsünü takana kadar. Sarı saçlarımı o siyah örtüyle bağlamak bana o kadar yabancı ve bedenime saygısız bir hareket gibi geliyor ki… Dinle ilgili olan görüşlerim; İmam Hatip’te gördüklerim ve Kur’an’da okuduğum ve inanamadığım şeylerden sonra çok değişti ve artık bana bir faydası olmadığını düşündüğüm o örtüyü takmak istemiyorum. Bunun ailem de farkında çünkü kıyafetlerim, hareketlerim pek “kapalı” değil. En son mezuniyet baloma gittiğimde sarışın bir arkadaşımı kırmızı bir elbisenin içinde efil efil gezerken görünce gerçekten üzüldüğümü fark ettim. Çünkü ben siyah bir elbisenin içinde boğuluyor gibiydim ama zaten ailem baloya binbir türlü itirazla gönderdiği için asla itiraz edemezdim.
Havaların ısınmasıyla vücudumda sıcaktan dolayı yaralar çıkmaya başladı. Saç derim sürekli yağlandığı için her gün duş alıyordum ve saçlarım dökülüyordu. Sınava iki gün kala sınav stresi ve gerginliğinin de etkisi ile babamla kavga ettim. Sanırım bu yaptığım en mantıksız hareketti çünkü evden çıkmam yasaklandı ve beni eve bağlama uğruna bile olsa o sınava göndermeyeceğini söyledi. 2 yıldır bu sınava hazırlanıyorum ve MSÜ sınavında ilk 1000’deydim. Başarılı bir kadın mühendis olmak istiyorum. Kimlik fotoğrafımdan dolayı sınava kapalı girmek zorundayım, o yüzden açılma işini pazar gününe erteledim ama size dünkü yaşadıklarımı da anlatmak istiyorum.
Sabah dershaneye gitmek için babamla yola çıkmıştık. Gayet düzgün bir kombin yapmıştım. Deneme çözerken şalımın arkaya kaymasından rahatsız olduğum için şalımın üstüne kapüşonumu geçirmiştim. Babam yakışmadığını söyleyip asansörde kapüşonumu açmamı istedi. Yapmayacağımı ve sebebini anlattım. Bana hiçbir şey demeden uzandı ve kapüşonumu çekti. Bu hareketine sinirlendiğimi söyleyip kapüşonumu geri çektim. Arabada bana kimsenin kızına söylemek istemeyeceği şeyler söyledi, bağırdı, tehdit etti, bugün babası istedi diye kapüşon indirmeyen bir kişi yarın mini etek de giymeye kalkarmış.
Ben aradaki bağlantıyı kuramadan bana hakaret etmeye devam etti ve en sonunda dayanamayıp “Sen bunu istiyorsun” deyip şalımı çıkarttım. Arabayı kenara çekti, geri döndü, eve gittik ve sokağa çıkma yasağı verdi. Artık kızı değilmişim. Annemin ve matematik öğretmenimin ısrarları ile bu konuyu pazara kadar ertelemeye karar verdim. Pazartesi saçlarımı boyatıp arkadaşlarımla buluşacağım. Ailemden onay ya da destek beklemiyorum ve tehdit ettikleri gibi bütün ekonomik yardımlarını kesebilirler. Ama sonbaharda üniversiteye gidene kadar alışacaklar ve ben de size başarı hikayemi anlatacağım. Bu sadece mücadele öykümdü.
(Görsel: Félix Vallotton)
“Dolabımdaki kıyafetlerin sadece yarısını bile kendim beğenerek seçip almadım.” için 3 yanıt
Çok cesursun. Umarım başarırsın
Asla yalnız değilsin. Umarım başarabilirsin. Bir şeye ihtiyacın olursa mutlaka çekinme tekrar yaz, elimizden geleni yaparız. <3
Bu ülkenin kadınlarının özgürlük yolunda verdikleri mücadele ve gösterdikleri azim bana gelecek ile ilgili umut veren tek şey. Önünüzde saygı ile eğiliyorum.