Merhaba, ben 14 yaşındayım ve ortaokul son sınıfı okuyorum. Ailem de, babamın işi dolayısıyla onu bir haftada, bir iki haftada bir görürüm. Genellikle onunla çok konuşmayız. Ben daha küçükken babam şimdi olduğundan daha sinirli bir adamdı ve öfke krizleri geçirdiğinde eline ne geçerse kırar, geceleri evi terk ederdi.
Annem ise… Annem sürekli dini kafama sokmaya çalışan bir kadın, biz 3 kız kardeşiz. Ailem ve akrabalarım erken yaşta isteyerek kapandığından mıdır bilmem, ortanca kız kardeşim Z’yi daha çok severler. Annem sürekli olarak ne giydiğime karışır, kısa şeyler giydirmez, hep dini ortaya atar.
Bizi hep sevdiğini söyler, ama bir dediği bir dediğini tutmaz. insanlar hep annemin iyi tarafını görür, nazik biri olduğunu söylerler. Ben de daha küçük olduğum zamanlar anneme son derece bağlıydım ama bıktım. Her şeyden, her şeyi içime atmaktan doldum taştım. Annem ben hasta olduğumda ve bunu söylediğimde görmezden gelir, ben kötü bir şey yaparsam kızar ve bana hiç yardım etmez ama tesettürlü kardeşimi hep över, “Böyle daha güzel olmuşsun, kapanmak seni ne güzel göstermiş.” der.
Ona sevgi gösterdiği, davranışlarına kızmadığı, ona yardım ettiği her an içimde bir kıskançlık duygusu beliriyor. İlk başta kendime kızar, “Z senin kız kardeşin, aptalca davranıyorsun.” derdim ama bunu bıraktım. Zamanla ondan iğrenmeye başladığım gibi bu düşündüklerimi benimle yaşayan kimseye söyleyemeyeceğim için bunlarla mezara gitmek istemedim, bu yüzden buraya yazıyorum.
Annem bana, anneannemin ismini koymuş. İsmimden etimle kemiğimle nefret ediyorum, annesi memnun olsun diye kızına hayatı boyunca taşıyacağı bir isim koyar mı insan? Sırf bir anlık memnuniyet için hayatım boyunca bu ismi taşımak zorundayım.
Asıl anlatmak istediğim diğer şey, annem anlatmaya devam ettikçe dinden gittikçe soğumam. Bana Allah’ı, peygamberi anlattıkça kendimi iğreniyormuş gibi hissediyorum ve bunu istediğim için yapmıyorum, bunu söylemekten hoşnut değilim ama gerçekten bununla baş edemiyorum. Bu iğrenme hissi beni hasta ediyor. Ama bunu yapmaya devam etmesine katlanamıyorum.
Kutsal kitapta yazan iki satır yüzünden kızının hayatını kısıtlayan annem, peygamberi dediği için o şeye koşulsuz inanacağını söylüyor. Kadınları kısıtlayan, resmen erkeklerin rahatlığı olan bir dine hâlâ inanıp inanmadığımı bilmiyorum. Arkadaşlarıyla sadece okulda görüşebilen ve evde kimse tarafından umursanmadığı için interneti hayatının diğer yarısı olarak benimsemiş biriyim. Bu mutsuz yaşamla nereye kadar devam edebilirim bir fikrim yok.
“Kutsal kitapta yazan iki satır yüzünden kızının hayatını kısıtlayan annem” için 2 yanıt
Merhaba güzel kardeşim… Ben senin yaşantına oldukça zıt özgür bir kadın olarak büyüdüm ama yine de seni ve duygularını çok iyi anlıyorum. Bence yaşın ilerledikçe ailenin tutumu ve dine karşı bakış açın oldukça gelişmiş ve farkındalığın artmaya başlamış. Sana tavsiyem kendini kültürel olarak geliştirmeye devam et ve annenin sana dayattıklarına katılmasan da bunları onlarla paylaşmak zorunda değilsin. Kendi maddi özgürlüğünü kazanıp, bağımsız olana dek sakın durma. Durmadan çalış ve derslerine odaklan. Onlardan bağımsız bir yaşam tarzı edinmeyi başarırsan onların sana ve kız kardeşlerine dayattığı şeylere göğüs gerebilirsin. Maddi bağımsızlık kazandıktan sonra özgürce istediğini giyip istediğini yapamadan sakın vazgeçme…
Canım kızkardeş, seni duyuyoruz ve hislerini paylaşıyoruz. Hayatın bu şekilde devam etmek zorunda değil, kendine bir yaşam kurabilmek için gereken eğitim ve tecrübelere odaklan lütfen. Düşüncelerin ne olursa olsun değerlisin, yalnız değilsin. Sarılıyoruz