Ailemin tercih yapmama izin vermesi için dünyanın en Müslüman insanı gibi davrandım

Merhaba,

Ben kendilerine muhafazakar diyerek çocuklarına onları koruma adına her türlü baskıyı ve şiddeti uygulayan Türkiye’deki sıradan bir ailenin kızıyım.
Ortaokulu imam hatipte okudum, regl olmamışken hep gökten vahiy ineceğine ve Allah’ın bana ‘Senin başını örtmene gerek yok.’ diyeceğine inanıyordum daha doğrusu ümit ediyordum. Çocuk aklı işte aileme istemiyorum demek ve onların bunu anlayışla karşılayacağına olan inancım vahiy ineceğine olan inancımdan daha azdı.

5./sınıftayken annem her sabah başımı örterdi okula gittiğimde açardım. Eve açık geldiğimde ağzıyla bir şeyler demezdi ama bakışları anlamını o zamanlar bilmediğim bir ifadeyle dolu olurdu. Regl olmadığım için fazla üstüme gelmezlerdi içimden derdim ne kadar iyi bir ailem var beni zorlamıyorlar. O yaşlar çok kolay manipüle edilebilecek yaşlar. Beni kendi isteğimle başımı örttüğüme ikna etmişlerdi. 6. sınıfta regl oldum ve ailem bunun kadınlığa geçiş olduğunu söyleyerek beni tebrik ettiler. O an çok mutlu olduğumu hatırlıyorum, büyümüştüm artık. Ama uzun bir süre baş örtmeye alışamamıştım. Unutup sokağa veya bakkala giderken açık gidiyordum. Açıkçası örtü olayına pek anlam veremiyordum ne oluyordu yani ben bunu örtünce? Allah’ın isteği yerine geliyordu. Allah neden böyle bir şey istiyordu? Cevap yok. Allah neden aynı şeyleri erkeklerden de istemiyordu? Cevap yok. Kafamda dönüp duran bu sorularla bir gün anneme örtmek istemediğimi söyledim. Buz gibi bir bakışla baktı sanki bana olan sevgisi kalbinden çekilmiş gibi hissettim. ‘Cehennemde yanmak mı istiyorsun?’ dedi. İstemiyordum. O yüzden sustum.

Derken liseye geçtim. O zamana kadar tamamen dindar biri haline gelmiştim. Kafamda dini sorgulayan ses kaybolmuştu. Lisede bana zorla mı örttün diye sorduklarında büyük bir gururla hayır diyordum. Bu benim kendi iradem, doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapıyorum. Lise sona kadar her zaman dini ve başımdakini savundum. Kendime hep yalan söyledim. Gece kurduğum hayalleri, gelecekten beklentimi, aslında olduğum kişiyi göz ardı ettim. 12. sınıfa geçtiğim yaz bunları artık yastık altından çıkarıp yüzleştim. Aldım karşıma kendimi anlat bakalım dedim, nedir bu huzursuzluk hissi yıllardır? Benim için zor bir süreç oldu. Yeni kararlar ve çocuksu bir ümit doldu içime.

12./sınıfa başlamadan bir gün önce babamla konuştum. Ben başımı örtmek istemiyorum dedim. Yıllar önce annemin yüzü nasıl değiştiyse babam da öyle değişti. O kadar korkunç bir şekilde baktı ki bana. Beni dövecek dedim, öldürecek beni. Bitti artık buraya kadarmış. Sakin olmaya çalışarak konuştu benimle. Ben ağladım. İzin vermediği için değil, başımı açmamın babamın sevgisine mâl olacağını anladığım için ağladım. Bu ailede eğer kuklaysam değer göreceğimi anladığım için ağladım. Babam konuşmasının sonunda bir daha asla böyle bir şey duymak istemediğini söyledi. Son olarak da hafif bir tehdit salladı ‘Eğitim hayatın biter. Biz sen oku diye uğraşıyoruz senin düşündüğün şeye bak.’ Bu cümle benim içten içe tahmin ettiğim bir cümleydi.

O yılı intihar fikri aklımın bir köşesinde geçirdim. Bir çok kez teşebbüs ettim. Evet, yaşamak istemiyordum ama bu hayatı değil. Bu hayat dışında yaşayabileceğim bir an için yaşadım. İçimdeki çocuksu ümidi yitirmediğim için şanslıyım. derken sınav geldi çattı. Olmadı. Dediler mezuna kal bir sene daha çalışırsan yaparsın. Tamam dedim. Dershanesiz, özel derssiz bir yıl istedim. Özgüvenim o kadar düşüktü ki bir çocuğun bile beni örtülü görmesini istemiyordum. Bu yüzden evden çalışmaya karar verdim.ve mezuna kalmak, cehennemi yaşamamı ama aynı zamanda büyümemi sağladı. 29 ocakta ablam sevgilim olduğunu öğrendi, 31 ocakta annem ve babam bana orospu demeye başladı. Telefonuma el koydular, zaten evden çıkmıyordum ama yine de evden çıkmayı yasakladılar. Yediğim yemek, aldığım nefes zehir zıkkım oldu. Çok ağladım, harap oldum, iki ayda 7 kilo verdim. Umursamadılar, orospu demeye devam ettiler. Ses tonları, hareketleri, bakışları…

Ailem dediğim insanların benden nasıl nefret ettiğini izledim şaşkınlıkla. Ve değiştim Başlarda tekrar intihar fikri geldi aklıma. Zaten psikolojik olarak pek güçlü biri değilim, daha önceki zamanlarda kendime zarar vermişliğim çok. Sonra hayır dedim. Neden ben öleyim, neden daha bir gün bile yaşamadan öylece öldüreyim, neden başımı açmamdansa ölmemi tercih edeceğini söyleyen bu insanları sevindireyim? İçime müthiş bir yaşama isteği yerleşti. Sonra inancımı kaybettim. Önce Allah’a sonra aileme. Sonra da sevgimi kaybettim. Aslında önce hangisi oldu bilmiyorum.

O şekilde geçen 6 ayın sonunda sınava girdim. Sonuç iyiydi ailemin tercih yapmama izin vermesi için dünyanın en Müslüman insanı gibi davrandım. Şimdi tercih yaptım, sonuçların açıklanmasını bekliyorum. Yurda yerleştiğim gün başımdan nefretin sembolünü çıkaracağım. Bir iş bulup kendi param için çalışacağım, onlara muhtaç kalmadan, onların beni tehdit etmesine izin vermeden… İlk maaşımı aldığım gün onlara kimliğimdeki açık fotoğrafı göndereceğim. Belki gelip beni sürükleyerek eve götürürler belki öldürürler bilemiyorum. Ama bu hayatta riske değecek bir şey varsa o da özgürlüktür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir