Hayatının başrolünde olmak ne demek hiç tatmadım

Sayfa sayfa yazıp silmek bir insana içindekileri dökmekten bazen çok daha iyidir derlerdi… Doğru… Özellikle başkaları seni anlamamak için ayak diriyorsa. Biri olmalı değil mi en azından biri için. Hep bunun için çabaladım biri olmak için birilerinin hayatında iz bırakan olmayı istedim hep. Ama en zoru nedir biliyor musunuz her hikayeden iyi izler bırakıp çıkmaya çalışmak. Kırıp dökmemek o kadar zordur ki. Her durumda iyi evlat olmak, iyi dost olmak, iyi sevgili olmak bulunduğu her duruma razı olmak. Asla bulunduğum kabın şeklini değiştiren kişi olmadım. Kitaplarda filmlerde hep bahsedilen başrol olmanın da özelliklerinden değil tüm bunlar. Dedim ya zaten bunlardan hiçbiri olmadım hayatım boyunca. Sadece anlatılanlar hayatını değiştirenlerdir. Hayatını iyi ya da kötü bir sonuca bağlamış onlar.

Peki ya hayatını hiçbir yere bağlayamamış olanlar? Ben onlardan biriyim işte. Hikayesinin sonunu hep merak eden ama eline verilene de her zaman razı olan. Şikayetçiysen değiştir derler her zaman karşınıza geçip bu doğru defalarca anlatmaya çalıştım kimse anlamadı. Zor olan zaten hikayeni değiştirmektir. hiç terk eden olmadım mesela hep arkamda kalanı merak ettim. Hiç, her şeyi darmadağın edip çıkıp gitmem gereken kapıları hiç kapatamadım. Bir kez zaten buna izin verdiyseniz sesinizin çıkması gittikçe güçleşir. Her durumda böyle değilim aslında sadece bazı durumlarda… Hayatımı etkileyen büyük olayların hepsinde tam olarak böyleyim. Olmam gereken yerleri merak ediyorum şu aralar. Bir de sorun çıkaran bir arkadaş, evlat, ya da sevgili de olsam beni olduğum gibi kabul ederler miydi? Ama benim gibiler bunu düşünmekten bile korkarlar çünkü sevgiyi olduğu haliyle elde ettiklerini sanırlar. Aslında böyledir de zaten çoğu kişi kabul etmez ama kimse seni aslında tüm yanlış eksik taraflarınla sevmez. Aksini de söyleyip dururlar hep. Hayatının başrolünde olmak ne demek hiç tatmadım. Hep önemli gördüğüm kişilerin listelerinde sonlarda yer alıyorum gibi hissediyorum. Neden az sevgiye minnet etmek zorundayım hiç anlamadım. Sanki başka hiç kimse bir daha beni o kadar bile sevmez diye kaçıp durdum hep bu duygulardan.

Bu kendi hikayesini değiştirmeye gücü yetmeyenlerin hikayesi biraz. Benim gibiler vardır içlerinizde biliyorum. Geçmişimle yargılıyorum kendimi. Sürekli uzaktaki arkadaşlarımı arıyorum hepsi hayatını yasıyor yarın yokmuşçasına. Ben birden durup hayatımı henüz 21 yasındayken bir yere bağlamak zorunda gibi kadrolu devlet memuru olmaya adamışım hayatımı. Başka türlü hikaye yazamaz benim gibiler. Önceki halime bakıp duruyorum umutlu bir kız görüyorum artık umudum azalıyor sürekli elimdeki umudu alıyorlar insanlar. Gün gelecek her güne yeni umutla uyanan bu kız hiçbir umut parçası bırakmayacak kendinde biliyorum. Benim insanların iyi yanlarını öldüren bir halim de vardır bu arada. Sevmeyi bilir hayatıma aldığım insanlar aslında ama beni sevmek zordur. Beni sevmek zordur çünkü hayatımdaki insanlar benden bir an olsun şüphe etmezler. Böylesini sevmek öyle nankörcedir ki anlayamazsınız. Ne de olsa gidemeyecek olmak, telefonu sert bir ifadeyle kapatamayacak kişi olmak asla aldatmayacak olanım ben. Böylesi ceptedir bilirsiniz her aradığınızda açar telefonunuzu. yanında olmasını istersiniz olur. Bana bu kadarını mı layık gördün tamam der başımızın üstünde taşırız. Sevdiğim kişiyi tüm hatalarıyla olmazlarıyla kabulleniyorum. O da hayatına önceden girmiş insanlar için öyle biriymiş anlattığına göre. Artık öyle biri değilim diyor. Merak ettim çok sevgi beni şımartır mıydı gerçekten verilmediği için bilemiyorum.

Bu yazıyı okuyan herkes ailemi merak eder biliyorum. Bir evcilik hikayesinin tam ortasındayım herkesin avucuna avunacak bir mutluluk bıraktım ama ben gerçekleri tüm haliyle görebiliyorum ama dedim ya bu yalan mutluluğu da bitirmeye hiç gücüm olmadı. İhtimalleri düşündüm kimseyi mutlu etmedi. Her şeyi yakıp yıkmadıkça da ilk günkü öfkem kalmadı ama bazen beynime kurşun yemiş gibi aklımla dalga geçiyorlar. İzim silinsin yok olsun istiyorum ama çevremdeki herkes için mutlu biriyimdir neden biliyor musunuz çünkü benim gibiler sorun çıkarmayı da sevmez. Bir de senin mutsuzluğuna ayıracak zamanımız yok diye düşünürler sandım hep. Aksini hiç denemedim belki de sizin dediğiniz gibi olurdu. Merak da etmiyorum artık. Her şeyi anlattığım biri bulmuştum ama herkes hikayesinin tamamını anlatamaz değil mi? Hep tamamını anlattığını düşündükleri hikayede bile sana bir şeyler kalır zaten asıl mesele de ordadır. İyi mi yaptım kötü mü yaptım bilmiyorum anlatmakla… Yazmak iyi gelir kafamı biraz rahatlatmama sebep olur dedim ama içime her şeyi değiştirecek gücü ne verir bilmiyorum.

Comment (1)

  1. Öyle doğal ve çarpıcı bir yazı olmuş ki. Sıradan olarak bile başrol olmuşsun. Belki de seni çok iyi anlayabildiğim içindir. Ben çok film izlerim, kitap okurum. Belki de bir tür komplels yaratıyor bu durum, ona ters bir alışkanlığın yanında. Hep filmi izleyen oluyorsun bir köşeden, alışıyorsun öylece izlemeye. Aynaya baktığında o filmi arıyorsun. Başrolün gözleri mi bu gözler? Yine olmadı. İçinde filmi defalarca çeksen de, yine yakmak istediğin o şalı takıyorsun kafana. Yine ayna var karşımda. Ah bu aynalar zaten… Gece oluyor sonra. Eğer varsan Allahım, neden? Eğer yoksan, topluma sesleniyorum bu sefer, neden? Sorularım değişmiyor. Ama gerçekten varsan Allah’ım, ve bu bez parçası götürecekse beni o meşhur cennete, istemiyorum. Senin ve dininin olmadığı tek yeri, yokluğu istiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir