Artık o kadar dayanılmaz bir hâl almıştı ki, başörtüsüne katlanamaz hâle geldim

Mutluluktan ağladığım bir gecede yazıyorum bu yazıyı. Umudun her daim var olduğunu sizlere hatırlatmak için sizlerle paylaşacağım hikayemi. Aslında benim hikayem de biraz benziyor buradaki hikayelere. Çok entrika dolu bir süreç olmasa da benim için gerçekten zor bir dönemdi. Ben 7. Sınıfta kendi isteğiyle kapanan bir kızdım. Henüz ergenlik çağına girmeden, bu heves nereden geldi bilmiyordum ama kapanmıştım bir şekilde. Çoğunuzda olduğu gibi ben de ortaokulu imam hatipte okudum. Liseye geçtiğimde ise puanım istediğim anadolu lisesine yetmesine rağmen annem imam hatip istediği için kaydımı başka bir okula yaptırdık. Bu arada ailem baskıcı bir aile değil. Çoğu aile gibi, namazında kuranında kendi halinde insanlar. Ve benim üzerimde de hiçbir zaman kapan namaz kıl baskısı kurmadılar, çünkü bana küçüklükten bunu aşıladılar 🙂
Her neyse ben liseye başladım ve 9. Sınıfın ikinci döneminde karantinaya girdik. Ben 2 yıllık karantina sürecimin 1,5 yılını majör depresyonla geçirdim. Benim için çok zor zamanlardı ve hâlâ o süreç devam ediyor. Bir de üstüne sorgulama dönemine girmiştim. Ben kendimi bildim bileli Allah inancı olan bir insanım. Hiçbir zaman da Allah’ı inkar etmedim. Ama 2 sene önce başörtüsü mevzusuna aklım takılmıştı ve araştırmaya başladım. Kuranı inkar etmediğim için başörtüsünü de inkar edemezdim çünkü Kuran’da düpedüz ayet yazıyor. Bunu inkar etmenin çok daha büyük bir günah olduğunu biliyordum. Neyse ben karantina süresince bir taraftan depresyonla mücadele etmeye çalışıp bir yandan dini açıdan kendime destek arıyordum. Ama hiçbir zaman o aradığım boşluğu bulamadım.

Birinci sınıfın yaz tatilinde bir akşam anneme açılmak istediğimi, bu ibadeti artık yapmak istemediğimi söyledim. Çok şaşırdı haliyle. Ve buna izin vermeyeceğini, saçmaladığımı, şeytanın vesvesesi olduğunu söyledi. Çok ağladım, çok düşündüm ama diretemedim. Tamam dedim açılmayacağım çünkü açılamazdım, onlara karşı gelemezdim. Annem gibi düşünmeye başladım, şeytandır dedim. Açılma düşüncesini aklımdan atmaya çalıştım ama ne yapsam gitmedi bu düşünce aklımdan. O günlerden 12. Sınıfın başına kadar düşündüm durdum. Artık o kadar dayanılmaz bir hâl almıştı ki, başörtüsüne katlanamaz hâle geldim. Bunları yazmak bile beni üzüyor, kendimi suçlu hissediyorum ama ben artık bu ibadeti yapamıyorum.

Aileme ikinci kez söyleme kararı almıştım fakat çok tırsıyordum. Cesaretim kırılmıştı bir kere, acaba yine aynı tepkiyi alır mıyım diyordum. Bundan 1 gün önce annemle konuşmak için gecenin yarısına kadar kardeşlerimin uyumasını ve annemin işlerini bitirmesini bekledim. Anne seninle bir şey konuşacağım dediğimde ise geç oldu yarın konuşuruz dedi. Diğer gün yani bu gece yine bekledim ve ortam sessizleşince annemi odama çağırdım. Yüreğim ağzımda anne ben açılmak istiyorum dedim. Bana “Götünü başını açınca rahatlayacak mısın, her şey düzelecek mi?” Dedi. Anne keşke hayatımdaki tek sorun bu olsa. Ben bunu o kadar çok kafaya taktım ki şu an bu durum yüzünden derslerime bile odaklanamıyorum. Her neyse, annemle konuştuk ve kararımın kesin olduğunu, kimseyi umursamadığımı sadece onun ve babamın fikrinin benim için önemli olduğunu söyledim. Cidden de böyle bu durum. Bunu yapacağım ve günahını ben üstleneceğim, kimsenin benim günahım hakkında konuşmaya hakkı olmamalı. Annemle konuştuktan sonra benim için üzülmemesini, benim yanımda olmasını istedim, hiçbir şey demeden odadan çıktı. Ardından babamı çağırdım odama. 1 saate yakın vaaz verdi bana. Babamı çok severim. Çok sakin, kendi halinde kimseye zararı olmayan bir adamdır. 4 kardeş içinde tek kız olduğum için de bana çok değer verir. Aynı şeyi ona da söyledikten sonra bayağı bir konuştuk ve en sonunda gitmeden; “Ben seni uyarmakla her zaman yükümlüyüm, senin kararına karışamam ama senden tek isteğim Allah inancını kaybetmemen, ben seni her halükarda kabul ediyorum.” dedi. O an gözyaşları yanaklarımdan tek tek süzülmeye başladı. Hem mutlu hem kırgın hissediyordum. Ama ben artık başardım. Onları üzsem de, içimde yanlış olduğunu bildiğim bir şeyi yapsam da artık kendim olarak yaşayacağım. Artık bir kalıba ait olmayacağım.

Aileme de bana böyle destek oldukları için minnettarım. Herkesin benim kadar şanslı olmadığını biliyorum ama kız kardeşlerim, eğer bir şeyi gerçekten istiyorsanız onu almaktan sizi kimse alıkoyamaz. Yarın olmadı mı başka gün, başka gün olmadıysa bir sonraki sene. Siz yeter ki pes etmeyin ve sözünüzde kararlı olun. Müslüman’ım ve Allah’a bağlı biriyim. Sadece bu ibadeti yapmaya gücüm yetmiyor. Gelecek bana ne getirecek bilmiyorum ama ben böyle huzurlu hissediyorum ve böyle yaşamak istiyorum. Yalnız değilsiniz.

“Artık o kadar dayanılmaz bir hâl almıştı ki, başörtüsüne katlanamaz hâle geldim” için 2 yanıt

  1. Çokkkkk sevindim senin adına. Aramızdan birer birer eksiliyorsunuz. Umarım bir gün bu tayfadan kimse kalmaz. Size söylenen/söylenecek şeylere asla aldırış etmeyin. Maalesef ki insanlar hala kul ile yaratıcı arasına girilmemesi gerektiğini bilmiyor.

  2. Artik dayanamıyorum ben kendimi aileme yakin goremiyorum ki her şeyim sahte tesettürlü bir dinsiz içime ata ata çok yoruldum arastiriyorum ve dibe çöküyorum sanırım konuşacak birine ihtiyacim var sc bn_nisaa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir