O ahlaksız kızlarla okuyup öyle mi olacaksın, yoksa medreseye gidip düzgün bir insan mı olmak istersin?

Merhabalar,

Ben de kendi hikayemi anlatmak, bir nebze cesaret vermek istiyorum. Yazan çoğu kişi gibi ben de baskıyla, hatta manipülasyonlarla kapatıldım. Öncelikle şunu söyleyeyim ki ailemin sosyo-ekonomik durumu üst düzey sayılır. 12 yaşıma geldiğimde babam “Okulda izin vermiyorlar, ama artık dışarıda başını ört.” baskıları yapmaya başladı. İstemiyordum ve örtmedim de. Daha neden yapılması gerektiğini bile bilmiyordum. Okulumda sınıf arkadaşlarımın hep sevgilileri vardı. Yaşımız küçük olmasına rağmen ve anneme bahsetmiştim. 8. sınıfa geçtiğimde annem “O ahlaksız kızlarla okuyup öyle mi olacaksın, yoksa medreseye gidip düzgün bir insan mı olmak istersin?” diye sordu. Tabii ki sevilme, onaylanma ihtiyacımdan ve bu üsluptan dolayı medreseyi seçtim, olacaklardan habersiz.

Annem başımı örtmem için şallar almıştı bile ve kurs başlamadan takmamı istediğinde hayır dediğim için günlerce yüzüme bakmadı, bana çok sinirli davrandı. Çok kötü hissetmiştim kendimi. Sonrasında medreseye başladım ve pantolon giymemi yasakladılar. Daha 13 yaşında başına ilk defa türban takmış biri olarak neye uğradığımı şaşırdım ve kıyafetim de olmadığı için annemin eteklerini, gömleklerini giymeye başladım. Kurstaki herkes 20 yaş üzeriydi ve ben çok yalnız hissediyordum. Hocaların baskıları bitmedi ve dışarıda ferace giymem gerektiğini söylediler. Bunu yaptığımda ise şallarımın renkli olmaması gerektiğini söyleyerek ağır baskılar yapmaya başladılar ve ben 15 yaşında kocaman siyah başörtü takan ve ferace giyen bir “çocuk” oldum.

Sonrasında medresem bitti ve ailem fikrimi bile sormadan hafızlığa gönderdi. Hafızlığımın yarısındayken bana görücü geldi. 16 yaşındaydım ve annem kabul etmem gerektiğini, kabul etmezsem böyle iyi bir fırsatın gelmeyeceğini söyleyip durdu ve 16 yaşımda beni nişanladılar. 17 yaşıma girdikten 10 gün sonra da anne-baba imzasıyla nikahım kıyıldı ve evlendirilmiş oldum. Namazımı beş vakit kılıyor, ferace giyip büyük başörtü takıyordum, ama evlendiğim kişiye bu asla yetmiyor, kendisi namazlarını tam kılmadığı halde beni teheccüde kalkmadığımı bahane ederek dövüyordu ve bu şiddet gitgide çoğaldı. Nişanlılık döneminde 17 kilo vermiş ve ideal kilomda olmama rağmen şişmansın, çirkinsin deyip deyip dövüyordu. Altı ay sonunda “Git biraz da baban dövsün belki adam olursun.” diyerek babamın evine gönderdi ve uzun çabalarım sonucu ayrılmak istediğimi aileme kabul ettirdim.

Yaptıklarına çok kırılmıştım ve o hırsla üniversiteye başladım. Liseyi açıktan okumuştum, diyetisyen oldum. Ancak bu süreçte de annemin, babamın baskıları devam etti, feraceyi çıkarttığım için bana “Boşandın geldin orospu oldun.” dediler tesettürümü çıkartmamama rağmen. Babam zamanla vicdan yaptı ve 2. sınıfta bana araba aldı, ancak çok düşük miktarda gelen nafakamla geçinmeye çalışıyordum, babam para vermiyordu. Öyle böyle bitti üniversite. Arkadaşlarımla dışarıdayken -akşam 10.30- babam aradı, araba kullanıyordum eve dönüyordum diye açmadım ve mesaj attı, arabanın anahtarını artık vereceğime dair. Eve geldim ve direkt anahtarı istedi. Ne kadar süreliğine dediğimde, “Düğünde takılan altınlarının bir kısmı sende, git onlarla al.” dedi. “O zaman istediğim hayatı yaşayacağım, açılmak istiyorum” dedim ve ilk defa bu görüşümü paylaştım. Dinden çıkıp çıkmadığımı sordu, Müslüman olduğumu söyledim. Dışarıda evli erkeklerin bana bakıp, evdeki eşlerinden soğuyabileceğini söyledi, erkek beyni öyleymiş. “Allah ilk ayeti erkeklere indirdi. Sen bu ayete uymuyorsan benim uymamamı sorun etme.” dedim ve uzunca konuştu, ancak kararım netti. Zaten iki senedir evden uzaklaşınca çoğunlukla başımı açıyordum ve kendimi iki yüzlü hissediyordum. Sonuç olarak arabanın anahtarını alıp gitti yanımdan, ama ben özgürlüğümü elime aldım. Artık beni cezalandırabileceği hiçbir şey yok, çıktım konfor alanımdan. Bu en büyük güç oldu benim için.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir