Özgürce ve düşünmeden yaşamanın bu kadar zor olacağını düşünmezdim

Merhaba, yazıma nasıl başlayacağımı bilemedim. Ben 21 yaşındayım. Lise birinci sınıfta, başörtüsü takmaya karar verdim. Kimsenin baskısı olmadan diyemeyeceğim çünkü ben bu baskıların farkına henüz yeni varıyorum. Liseye yeni başladığım o dönemde, “imam hatip proje liseleri” yeni açılıyordu. Ortaokul öğrencilerini ve hocalarını hep oraya yönlendiriyorlardı. Ben hiç hiç istemedim ama babam asla böyle bir insan olmamasına rağmen o zamanki göz boyamalarına aldandı ve tercihimi bu okul, imam hatip yönünde yaptık. Maalesef ki bahsi geçen okul geldi. 4 yılım, her şeyim heba oldu bu okulda. Ergenliğin etkisiyle değişen şeyler illaki olmuştur ama o okul benden her şeyimi aldı, her şeyimi…

Ben, ben değildim o okuldayken. O okuldan mezun olduğumdan beri üzerinden çok zaman geçti ancak hala o günleri tüylerim ürpererek hatırlıyorum. Silip atmak istiyorum o günleri. Etrafımdaki herkes kapalı olduğu için insanların tesettürlü olması ve ona uygun giyinmesi gözüme pek batmıyordu. Tesettüre uygun olduğum söylenemez ama ne bileyim güzel ve uygun giyinirim hep. Her neyse, o okula ilk gittiğim zamanlarda açıktım ve kapanmayı da düşünmüyordum açıkçası hevesim yoktu. Sonrasında ise açık olduğum için okul müdüründen çok çok fazla baskıya maruz kaldım…

Burada, bunlardan bahsetmek pek istemiyorum ancak tesettüre girme durumum “ben de istiyordum zaten” deyip bir anda kapanmamla oldu, çocuk aklı işte. O zamanki bana dönüp bakıyorum “sadece herkese ayak uydurmak ve onların normaline uymak için” böyle bir adım attım. O zamanki ben de biliyor bunu. İşte, diyorum ya çocuk aklı. Okuldaki zihinler çok geri, yobaz… Hiç hazzetmediğim zihinler… Ben böyle bir ailede, böyle bir zamanda yetişmedim özellikle bu konularda. Ama çoğunluk bu zihinde olunca ve zorunda kaldığım baskılar sebebiyle de kapanma kararı aldım. Ailem de istediğim gibi giyinebileceğim düşüncesindeydi ki kimse de ses çıkarmadı. Daha sonra; sorunlara maruz kaldığım son noktalarda, okul değişikliğine gidecektik ama onu da yapamadık. Bahsettiğim kişiler, iyi bir öğrenci olduğum için bir şekilde beni bırakmadılar. Ben, okula her gün nefret ederek ve her gün söverek gidiyordum. Bu arada okulu seven sosyal bir insanımdır, her gün nefretle gidecek bir insan değilimdir hiç. Ama o zihniyetler sağ olsun okuldan nefret etmemi sağlıyorlardı. Benim gibi olanlar, yaşadığımı yaşayanlar ne demek istediğimi çok net anlayacaklardır. Lise yıllarım bu şekilde heba olarak geçti.

Gelelim üniversiteye… Kapalı olmaya alışmıştım ve mutlu muydum değil miydim ayırt edemiyordum. Halen de öyle ve halen de üniversiteye devam etmekteyim. Açılan insanları görünce içim gidiyor… Kendi kendime diyorum ki “Demek ki sen de istiyorsun.” İstiyorum evet, hem de çok… Ama nasıl olacak? Ben, özgüvenini lisede bu zihniyetler sebebiyle kaybetmiş ve hala kendisini toparlayabilmiş bir insan değilim. İnsanların düşünceleri benim için önem arz ediyor. Açılsam; ailem bana bir şey demez farkındayım ancak insanlar, sınıftakiler, çevredekiler vs. ne der, nasıl olur diye düşünüyorum. Geri adım atıyorum ama bu şekilde de hiç mi hiç mutlu değilim, iyi de değilim. Bazen gerçekten kendimi öldürmek dahi istiyorum, bu dünyadan kurtulmak adına. Özgürce ve düşünmeden yaşamanın bu kadar zor olacağını düşünmezdim… Ama oluyormuş demek ki. Nasıl aşacağım? Ne yapacağım? bilmiyorum. Araftayım, sıkıştım kaldım…

Comment (1)

  1. burdaki bloglardan bazıları senin hikayene çok benziyor. Hatta bir tanesine şöyle bir şey dediğini görmüştüm “3 ay sonra her şey normale dönüyor, kimse size ilk açıldığınız günlerde ki gibi bakmıyor, alışıyorlar.” tabi ki sen de aynı sürede gerçekleşmeyebilir, belki daha kısa zamanda belki daha uzun, ama alışacaklar, zorundalar. Ve ailenin senin yanında olacağını da görünce çok sevindim. Açıkçası önünde hiçbir engel yok gibi. Her şey istediğin gibi olsun <3

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir