Herkese merhaba arkadaşlar. Ben de bu siteyi yeni keşfettim ve bir sürü mektup okudum. Sonunda kendi hikayemi de yazmaya karar verdim.
Benim ailem de çoğunuzunki gibi dindar ve muhafazakar. 13-14 yaşlarına kadar her yaz Kuran kursuna gidiyordum. Kapanmamı da istiyorlardı fakat çok baskı kurmuyorlardı. Ama açığım diye öyle şort etek falan giymezdim. Yani yazın maksimum pantolon üstü tişört giyerdim. Birkaç kere denedim, anneme etek falan göstermiştim. “Güzelmiş” diyerek, “Boşuna bakma, onlar senin giyebileceğin şeyler değil, sen onları giyemezsin” dedi. Doğru düzgün arkadaşım da yoktu. Ailem arkadaşlarımın da benim gibi olmasını isterdi, yani açık giyinen biriyle arkadaşlık kuramazdım, görüştürmezlerdi asla. Sevgiliyi bırakın erkek sınıf arkadaşlarımla konuşmamamı söylerlerdi. Ojeme, tırnağıma, makyajıma da karışırlardı. Makyaj yapınca annem “Budala gibi olmuşsun” derdi. Hayatıma saygı göstermezlerdi. Odamın kapısı hep açık olurdu, kapatıp kilitleyemezdim. Bana hep onlardan gizli saklı özel bir şeyim olamayacağını söylerlerdi. Ben dinimi seviyordum, ama bu dayatmaları ve sonucunda hep “Günah cayır cayır yanacaksın” demeleri beni gerçekten çok yordu.
Ben bu hayatı yaşamak istemediğimi 12. sınıfta fark ettim ve çok çalıştım çünkü tek kurtuluş yolumun üniversite olduğunu biliyordum. Çalıştım ve kazandım arkadaşlar. İstanbul’da iyi bir üniversite ve iyi bir bölümü kazandım. Tabii pek göndermek istemediler, ama 5 ay önce gittim ve orada geçirdiğim 3 buçuk ay, 18 yıllık ömrüme bedeldi. İstediğim gibi giyindim, dışarı çıktım, arkadaş edindim, gezdim, tozdum. Olmayan özgüvenim o kadar artmıştı ki anlatamam. Kendimi tanımaya başlamıştım çünkü o zamana kadar ailemin oluşturduğu profilden çıkmamıştım. Ne yapmayı severim, nereye gitmeyi severim hiçbir şey bilmiyordum çünkü ben ailemin izin verdiği kadardım. Ama o 3 ay içinde gerçekten kendi kararlarımı vermek, kendimi keşfetmek bana çok iyi gelmişti. Ta ki üniversiteler online olana kadar…
Depremden dolayı üniversiteler online oldu ve her şeyi toplayıp aile evine döndüm. 2-3 hafta sonra bir gün annem ben uyurken telefonumu kurcalamış ve her şeyi öğrendiler. Tabii yemediğim hakaret kalmadı, “Sen dinsiz olmuşsun” a kadar… Ve beni en çok yaralayan kısım “Seni okuldan alacağız, sen okumayı hak etmiyorsun” oldu. Çok ağladım, bunu kabul etmem mümkün değildi. 2 yıl çalışıp kazanmıştım ve tam kendimi bulmuşken kaybedemezdim. “Okumayıp ne yapacağım?” dedim. “Ya çalışırsın ya da evlenirsin” dediler.
Şu an hala durumlar karışık. Üniversiteye geri göndermeyeceklerini söylüyorlar, ama en kötü ihtimalle kaçacağım. KYK’da kalıyordum zaten, kalacak yerim var. Hem çalışıp hem okuyup kendime bakarım diye düşünüyorum… Buradan size söylemek istediğim, umudunuzu kaybetmeyin. Üniversite gerçekten kaçış yolu, ama benim gibi bir hata yapmayın.
“Ben ailemin izin verdiği kadardım” için bir yanıt
Beni bulur musun veya ulaşalım birbirimize