Herkese merhaba. Bu platformu 3-4 sene önce kapalı olduğum süreçte keşfetmiştim. 15 yaşındaydım ve her gün bu siteye girip birkaç yazı okumak o sıralar benim için bir rutin halini almıştı. Şu an 19 yaşındayım ve 3 senedir açığım.
1 sene 1 ay boyunca kapalı kaldım ama bu küçücük 1 senenin bende bıraktığı etkiler asla geçmedi. Bugün ne hikmetse tekrar aklıma geldi bu site ve kendi tecrübemi yazmak istedim.
Babam aşırı muhafazakar olmasa da -buradaki çoğu kişinin anlattığı kadar değil en azından- hastalıklı görüşleri olan bir insan. Onun bütün düşüncelerine katılmamı ve bütün ideallerine sahip çıkmamı bekliyor.
Küçüklüğümden beri hep bir kıyafet koduna göre giyinmek zorunda kaldım. Öyle ki 5 yaşımda dahi etek giymeme izin vermezdi. O yüzden annem bana altında tayt eteklerden alırdı. Annem gayet normal bir insandır bu arada. Hiçbir şekilde beni baskılamaz, kıyafetlerime karışmazdı. Makyaj yapmama da karışmazdı. Hatta kendisi bana oje sürmek isterdi, hoşlandığım çocuk hakkında da kendisiyle rahat rahat konuşurdum. Normal biriydi çünkü dediğim gibi. Babam değildi ama.
Sokakta oyun oynadığım arkadaşlarımın arasında erkek görünce beni azarlar hemen eve çağırırdı. 11 yaşında pantolonumun üzerine uzun bir şeyler giymeye zorladı. Etek ve kalçamı örtmeyen bir tişört giymediğim sürece sorun çıkarmıyordu ve ben de bu durumdan memnundum.
Yaz tatillerinde Kuran kurslarına gider, evde bulduğum dini kitapları okurdum. O Kuran kurslarında hiçbir şey öğrenemedim bu arada, hala daha Arapça okuyamam. Neyse, 13 yaşına kadar bu böyle devam etti.
Bir gün 8. sınıftayken babam bana ne zaman kapanacağımı sordu. Aniden gelen bu alakasız soru karşısında şaşırmış olsam da garip karşıladığımı da söyleyemem. Baba tarafı akrabalarım arasında başı açık kimse yok. Annem açık ama babamla evlendikten sonra bir süre o da babam için kapanmış. Bir gün kapanacağımı kesinlikle biliyordum zaten ama bunu genç bir kadınken yaparım diye düşünüyordum.
Babam bana asla fiziksel şiddet uygulamaz, ama o dönemde uyguladığı psikolojik baskı ve şiddeti kelimelerle tarif edemem. Sınav senemdi ve babamın bana dediği şey şuydu: “Ya İmam Hatip’e gidersin ya da kız mesleğe. İkisini de istemezsen o zaman seni okuldan alır, karşıdaki Kuran kursuna veririm.” Şok olmuştum. Dışarıdan baksanız modern görünen bir ailem vardı, ama içeride durum buydu. Babam eskiden böyle değildi, bu arada şu anda da böyle değil. O seneye özgü bir durumdu, ama 1-2 senelik de olsa beni çok yıpratmıştı bu davranışları. Neyse, daha sonra kapanmam için bana baskı kurmaya başladı. Ona sorsanız bunu asla kabul etmez, ama ben başka seçeneğimin olmadığını anlamıştım, o yüzden direnmedim bile.
Annem sürekli bana bunun yanlış olduğunu anlatmaya çalışırdı. Kendisi bir şey diyemezdi, yoksa babam onu suçlayacaktı ve benim yüzümden aralarının bozulmasını istememiştim. Neyse, lisenin ilk senesi kapanacağım dedim ve ancak o şekilde baskıyı geçici de olsa durdurabildim. Sonra liseye başlama zamanım geldi. Zaten istediğim okula gidemeyeceğimi bildiğimden sınava çalışmamıştım bile, direkt yakınımdaki İmam Hatip’e başladım. Yazının bir yerinde Arapça okuyamadığımı söylemiştim ya, işte bu durum beni bu okulda çok zor duruma soktu. Sınıftaki herkes zaten öncesinde de İmam Hatip ortaokulunda okumuş insanlardı, Arapça ve Kuran derslerinde zorlanan tek kişi bendim. Bilen bilir, kredisi yüksek dersler bunlar ve ben hep bu derslerden kaldım. Sınıfta kalmaktan da kıl payı kurtuldum o sene. Yapamayacağımı daha başından biliyordum.
Akrabalarım da annem de biliyordu, ama babam bilmiyordu. Herkes konuşmaya çalıştı babamla, ama o kimseyi dinlemedi. Neyse, o senenin Nisan ayında annem zor da olsa babamı ikna etti ve bir Anadolu lisesine nakil aldırdım. Bu sırada örtüyle de sorunlarım vardı, ama önceliğim okul olduğu için o konuya ayıracak vaktim yoktu. Nakil aldıktan sonra beklediğim gibi notlarımda yükseliş oldu, ama mental olarak daha da çöktüm. Çünkü İmam Hatip’te kapalı olmayan toplasan 3 kişi varken burada tek kapalı bendim. Özellikle yeni sınıfımın ön sırasında oturan kızlara çok özeniyordum. İstediğim hayatı onlar yaşıyordu. Bu özenme öyle büyüdü ki, soyadlarını not edip sosyal medya hesaplarını bulmaya çalışıyordum. Ne kadar güzel bir hayat yaşadıklarını sürekli görüp kendime eziyet etmeye çalışıyordum.
Neyse, o ay bir şekilde geçti ve yaz geldi. Hiçbir yazım güzel geçmedi zaten, ama o yazı o kızları stalklayarak geçirdiğim için ne kadar acınası bir hayat yaşadığımı çok daha iyi anlamıştım. 10. sınıfın ilk günü okula giderken gözyaşlarımı çok zor tuttum. Yeni sene bir önceki seneden de beterdi. Asla kendim gibi hissetmiyor ve kendime acıyordum. Kendimi babamın kuklası gibi hissediyordum. Kendimi ben ciddiye alamadığım için başkalarının da ciddiye almasını hiç bekleyemedim. Herkesin beni aşağılaması gerektiğini düşünürdüm. 1 ay daha bu şekilde geçti. Daha sonra bir gün eve misafir gelecekken babam başımı örtmemi istedi ve ben de dayanamayıp ona başörtümle ilgili gerçek hislerimi anlattım. Daha sonra bana “Açılacaksan açıl” dedi. Gidip ağlayarak anneme anlattım durumu. Babamın ciddi olup olmadığını anlayamamıştım ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, ama annem açılmamı söyledi. Ben de tam olarak bunu yaptım. Hayatımın en güzel günlerinden birisiydi açıldığım gün. Tatlı tatlı tokalar takmıştım saçıma ve çok mutluydum.
Babam okula açık gittiğimi görünce oturma odasına girmemi yasakladı ve telefonumu elimden aldı. Yemeğimi de onlar yedikten sonra gidip tek başıma yiyordum. Tam 1 ay sürdü bu durum. Daha sonra yavaş yavaş aramız “düzeldi” görünürde bir problemimiz olmasa da hala bana karışmaya devam ediyor tabii ki. Kaşımı almam, saçımı boyamam, dar pantolon giymem falan hala yasak. Ama en azından artık geniş sayılabilecek pantolonlarımın üzerine kadın işi uzun tunikler yerine cıvıl cıvıl rengarenk kısa tişörtler giyebiliyorum. Saçımı boyama konusunda da canım annem ikna etmiş babamı, yakında bakıra boyayacağız saçımı.
Üniversite sınavına hazırlanıyorum ve nereyi kazanırsam kazanayım peşimden gelecekler o yüzden biraz endişeleniyorum. Babam şimdi yavaş yavaş düzeliyor olabilir, ama üniversiteye başladığımda yeniden aynılarını yaşamaktan korkuyorum. Şu an ne olursa olsun beni okutacağını söylüyor, umarım bu sözünü tutar. Benim hikayem buradaki diğer hikayelere kıyasla daha hafif biliyorum, ama benim omuzlarımda dünyadan bile ağırdı bu yük. Ben kurtuldum, umarım hepiniz en kısa süre içerisinde kurtulursunuz can yoldaşlarım. <3