Fark ettim ki beni anlaşılmamak değil, anlaşılma isteği bu kadar yordu

Yarın saat 12’de açılıyorum. Bugün kuzenim gelip, mutlu bir şekilde “Yarın açılıyorsun” dediğinde fark ettim sanki… Anlatacaklarım bu sayfada onlarca kez yazıya dökülmüş, oraya girmeyeceğim, o yüzden. Kuzenlerimle aynı kaderi paylaşıyoruz. Beraber sigara içerek uzaklara bakarız ve çaresizliğimizi düşünürüz. Çünkü diyecek, yapacak hiçbir şey olmuyor bazen gerçekten. Herkesin açılmaya, anne ve babasına direnmeye gücü yetmeyebilir. Ki en başta bastırılan çocuklar olduğumuz için yetmemesi de çok normal.

Eskiden cesaretim vardı. Sonra bir gün dini sevmeye karar verdim. Mutsuzluğumu bu şekilde yok ederim belki dedim. Seviyor olduğuma kendimi inandırdım. Ama bir gün camın kenarında aşağı atlamak isterken anladım sorunun bu olduğunu. Aniden psikoloğumu arayıp açık bir şekilde intihar etmek istediğimi söyledim. Açıktım çünkü intihar edecek birinin hala din düşünmesi komik olurdu. O da madem kaybedecek bir şeyin kalmadı, bir de bunu denememi söyledi. En büyük gücü de o verdi bana. Ki her zaman sorardı, “Sen bunu istiyor musun gerçekten?” diye. O anlamış, ben kendimi anlamamışım. Açıkçası aileme söyleme cesaretim olmaması bir yana, bunlarla uğraşmak istemiyorum. Çünkü biliyorum ki söyleyecekleri şeyler, tehditleri, bana karşı olan nefretleri yaptığıma pişman edecek beni. Sadece şunu düşünerek yapacağım: Kapalı olarak Allah’ın emrini uygulamaya çalışırken intihar etmek için kendime bina arıyorum. Buradaki çelişkiyi anlamayan anne ve babam benim için doğru olanı bilemez. En acısı da kendi olduğum halden nefret ederken ama cennete gitmek için kapalı olmama rağmen dinden büsbütün nefret etmem.

Her türlü yenildim ben bu halimle. Yarın üniversiteye gitmek için şehir dışına gideceğim. Ankara otogarında aktarma yapacağım ve orada açılacağım. Tek isteğim, benim hayatımı yaşamayan insanların benim hakkımda kararlar vermemesi. Hayattan beklentileri bitmiş 40-50 yaşındaki ebeveynler, bizim beklentilerimizi ve yaşantılarımızı anlayamıyor ve bunu da asla kabul etmiyor. Üstüne kendilerinin anlaşılmadığını söylüyorlar. Fark ettim ki beni anlaşılmamak değil, anlaşılma isteği bu kadar yordu.

(10 ay sonra…)

Açıldım, yaklaşık 10 ay oldu. Ailemden kimseye söylemedim, çünkü annem biraz dinden uzaklaştığımı düşündüğü için bile evde nöbetler geçirmeye başladı. Şu an kafamda sadece intihar düşünceleri dolanıyor ve hayat da bana bu konuda “Et bence” diyor. 20 yaşındayım ama 70 yaşında hissediyorum. Hafif pişmanlığım var, onların dediği gibi yaşasaydım bu vicdan azabı yerine daha mı yaşanılır olurdu bu dünya bilmiyorum. İstediğim şeyi yaptım, ama artık hevesim de kalmamış. Geri de dönemem. Yalnız olmadığımı biliyorum. Ama o kadar… Bunu okuyanlara bir motivasyon olmuyor hikayem, biliyorum. Ama birileri de beni duysun istiyorum sanırım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir