“Hadi sıra sende sen ne zaman kapanıyorsun?”

Merhaba, uzun zamandır düşüncelerimde yer edinen, zaman zaman “Hayır, aslında böyle de mutluyum” diye kendimi zoraki mutluluğa iten, zaman zaman da “Açılsam gerçek benle tanışıp çok daha pozitif olacağım” diye düşünen bir genç kızım. Ailem bağnaz değil ama dindar. Zorla, baskıyla kapatılmadım ancak ailemdeki tüm kadınlar kapalı ve bunun olması gerektiğini düşünerek büyüdük. Benden bir yaş büyük kuzenim kapanınca “Hadi sıra sende, sen ne zaman kapanıyorsun? bak, o kapandı.” sözlerini duymaya henüz 8.sınıfta başladım ve o yaz başörtü takmaya başladım. Lisede kapalıydım ancak okul üniforması ne kadar tesettüre uygunsa o kadar tesettürlü giyiniyordum.

Bir zamandan sonra daha çok kapalı ve uzun giyinmem gerektiğini düşünüp, o şekilde giyinen arkadaşımla uzun uzun sohbetler etmeye başladım ve anneme zorla ferace giymek istediğimi söyledim. “Yaşın çok küçük okul ortamında rahat edemezsin almayalım.” dedikçe inat edip “Diğer aileler kızları kapansın diye elinden geleni yapar, siz istemiyorsunuz.” diye baskı yapıp zorla ferace aldırdım. Ancak 3-4 ay giyebildim, gerçekten çok zordu okul ortamında. Üniversiteye geçtiğimde ise daha çok tesettür modasının instagramda yayılması, kapalı influencerlar derken kapalılar için de güzel kıyafetler çıkmaya başlayınca aklıma hiç açılmak gelmemişti ama zamanla rahat olmadığımı hissettim.

Yurtta markete eşofman tişörtle giden arkadaşım varken, yaz ayında dahi üzerime kapüşonlu hırka alarak markete gitmek durumundaydım. Gel zaman git zaman bunlar zoruma gitmeye başladı ve ergenlikten beri kendini güzel bulmayan biri olarak fazlaca özgüven sorunu yaşarken kıyafet konusu daha da beni sıkmaya başladı. Ancak yaşım daha da büyüdükçe açılmak isteme nedenim bu nedenler değil erkeklerin kadının saç teline dahi karışıp kendi şort boyuna bakmayışı, ilk ayet onların göz kapaklarına inmişken gözlerini sakınmayıp, açık giyinen birine baktıktan sonra ahkam kesip yargılaması, balkonda bile oturamamak, başını rahatça pencereden çıkarıp bakmak bile sorunken bu sorunları hiç yaşamamış erkeklerin rahat rahat tesettür hakkında konuşması, dışarda, orada burada kadınlara bakıp evindeki eşinin tesettürlü olmasını istemesi(çünkü, diğer erkekler de eşine bakacak. kişi, kendinden bilir işi.) gibi gibi durumlar, ülkenin hali, mülteciler, gerçek müslümanlıktan uzaklaşmış insanlar ve din hocaları, faiz kul hakkı, gasp, hırsızlık, yolsuzluk, tecavüz, taciz günah değilmiş. Rabbim, tek günahı kadınların saçına ve bacağına yüklemiş gibi davranan müslümanlar.

Edep, ahlak, üslup, güzel söz, tebessüm, saygı, kendine olmayana sevgi beslemeyen müslümanların, iş kadına gelince günahı sevabı hatırlaması gibi sebepler beni daha da soğuttu. Kendi dinini, inandığını söylediği peygamberi bilmeyen Türkiye müslümanlarının, kuranın gökten sadece kadına ait yasaklar için inmiş gibi davranmaları sebebiyle ben daha da itilmeye başladım tesettürden. Sanki babam razı olsun, ailemdeki diğer erkekler beni din düşmanı bellemesin diye kapanmış gibi hissetmeye başladım. Kendi öz kuzenine, abine, babana bile güvenemediğin, artık kendi öz kızlarına yan gözle bakabilen insanların olduğu türkiyede, erkelerin söz hakkı sahibi olması beni git gide sinir etmeye başladı. Özellikle istediğim gibi kıyafet bulamamak, “Kapalısın sen, böyle davranma.” sözleri, ve yaşadığım hayatın tesettüre uygun olmadığını düşünmem beni açılmaya itiyor. Gerçekten tesettürü yaşayan, hayatını buna uyarlayan kızlara çok imrendim hep, iç huzurlarını yakalamış gibiler.

Ancak, ben henüz çatışma içindeyim. Pandemi zamanı anneme bu durumu açtığımda “Bu evde kesinlikle açılamazsın. Baban evden kovar, eve almaz. Git kocan izin verirse evlenince açıl.” lafları beni daha da deli etmişti. Hayatımdaki kararın bi erkeğe ait olması, bunun da saçımı gösterip göstermemek gibi bi karar olması çok canımı sıkıyordu. Önce babamın sonra kocamın malıymışım gibi sözler duymak beni daha da itti ve bu seviyeye geldim. Ailemle aram iyi, iyi bir işim ve maaşım var. Devlet memuruyum, sosyal hayatım güzel, iyi bir ilişkim var ve şimdi de ilişki yaşadığım kişinin ailesi açılsam beni yargılar mı diye düşünmeye başladığım bi dönemdeyim. Ailesi muhafazakar ve “Ne güzel kapalı bi kız bulmuşsun.” diye sevinmişlerdi, erkek arkadaşım karşı çıkmaz, nasıl mutluysam öyle olsun ister ama ben ailesini düşünüyorum. Kendi kararımı diğerlerini memnun ederek vermeye çalışmak çok zoruma gidiyor artık. Bir yere çıkacakken evde hazırlanıyorum ve aynaya mutlu bakıyorum, güzel hissediyorum ancak başörtü yapınca bakmak gelmiyor içimden, boğuluyorum.

Sırf güzel hissedip hissetmemek için Allahın emrine uymamak çok büyük günahmış gibi geliyor ve içimdeki bu çatışma devam ediyor. Bir yanım hem sevgilin, hem ailen, hem sevgilinin ailesi böyle mutlu, zaten bu yaştan sonra açılıp ne yapacaksın diyorum ama 24 yaşındayım henüz ve bugüne kadar her istediğini giyen bir kız olmadım. Çok şey içimde kaldı. Sırf bu sebeplerden açılmak istemiyorum ama bahsettiğim erkeklere olan düşüncelerim de açılmaya ve kendi kararlarımı yaşamaya itiyor. Ama şunu biliyorum ki ben böyle mutlu ve güzel hissetmiyorum, ancak özgüvensizlikten midir? çocukluktan gelen bir şey midir? bilmiyorum. İnsanların benden memnun olması da beni tatmin ediyor. Ama bu halimle hiç tesettüre uygun giyindiğimi de düşünmüyorum. Açılırsam pişman olur muyum korkusu var. Çünkü içimde hala dini hassasiyetleri barındırıyorum. Günah olacağından ve o hayatımda iç huzuru bulamayacağımdan çok korkuyorum. Benim gibi düşünen varsa lütfen yazın, sizleri çok seviyorum kızlar.

Comment (1)

  1. Selam senin gibi düşünmüyorum çok ama bence herkesten gizli şekilde açık olarak gezip ne hissettiğine bakabilirsin. İçinde kalan kıyafetleri giy, güvendiğin birisi varsa onunla açık olarak gez. Ya hep ya hiç kararı vermek zorunda değilsin. Açılınca mutlu oluyor muyum nasıl hissediyorum diye deneyimleyebilirsin belki. Ayrıca kendin ne istiyorsan onu yap, dediğin gibi erkekler ya da erkeklerin kölesi olmuş kadınlar senin hayatında söz sahibi olamaz olmamalı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir