Selam. Yıllardır burada birçoğunuzun hikâyesini okuyan ve başarılarınızı kendime örnek alan birisiyim. Tam 7 sene kapalı kaldım, sırf çevremde daha fazla zorbalığa maruz kalmayayım diye taa ki düne -10 ekim- kadar… Hikâyemi kısaca anlatmam gerekirse; birçoğunuz gibi benim de baskıcı bir ailem var. Küçüklüğümde ilk hatırladığım andan bugüne kadar babamı hep dominant bir karakter olarak gördüm. Annem ise tamamıyla dinine bağlı bir birey. Her zaman onların kontrolü altında olmak zorundaydım. Hafif tırnak uzatınca hemen kesmem söylenir, istedikleri kıyafetleri giymezsem rezil edilirdim :’) Ancak zamanla babam değişti annemin aksine dini konularda daha bilinçli olmamız için kendimizin araştırma yapmasını daha doğru bulduğunu söylemeye başladı ama bu diğer şeylerdeki baskılarını bırakacağı anlamına gelmiyordu.
Her zaman en mükemmeli olalım diye biz üç kardeşi de sık boğaz eder… Yine de her ne olursa olsun ebeveynlerime karşı koşulsuz bir sevgi besliyorum. Bu yüzden açılma kararımı açıklarken hep kalp krizi geçiriyormuş gibi olurdum. Bir kere olmadı ikincisinde de olmadı ama üçüncüsünde olmak zorundaydı sonuçta belli bir yerden sonra her iki tarafta zarar görmeye başlıyor. Karşıdaki kişiyi kendi haline bırakmak en doğrusu değil mi?.. Babam geçen sene konuştuğumda “Üniversiteye kadar bekle daha da olgunlaşırsın erken karar verme” demişti. Ben o zamanda pek tınlamamıştım ama bu sene tam da sınav senem oluşu ve kapalılıkta dikkat etmem gerekenler daha da ağırlaşınca dayanamadım. Yaklaşık bir buçuk hafta annemle bunun tartışmasını yaşadık. İnadım inat ben istemiyorsam istemiyorumdur, abi zorla güzellik olmuyor. İslamı deniyorum ama yok içimde ne bir kıpırtı ne başka bir şey… Tamamıyla soğuğum dinlere karşı ve bu çocukluğumdan beri böyle.
Babamla konuşacağım dedim en son ve konuşabilmek için 3 gün vakit israfı yaptım. Söyleyemediğim her saniye daha da aşağıya çektim kendimi. Yaşamıma son vermeyi bile düşünüp teşebbüs ettim sırf ailemi çok fazla üzerim diye… Ama sonra bir an kendi kendime “Şimdi olmayacaksa ne zaman olacak? Yeter artık bu kadar kendine eziyet ettiğin!” dedim ve babama konuyu açtım “Annemden spoiler yemişsin ama birlikte düzgünce konuşabilir miyiz?” dedim. Gayet sakince konuştu ama sonlara doğru benim ısrarlarımdan dolayı biraz sinirlendi. Deprem sonrası yeni bir şehre geldiğimiz için okul ortamına vb. alışık olmadığım için çevre baskısından derse odaklanamayacağımı söyledi. Tabii ki dinlemedim ama o da haklı kendince… Neyse “Konuyu kapatalım” dedi. Ben de kalkıp odama geldim ama kararlıyım mecbur olacak bu. Çünkü her sabah aynada tiksinerek baktığım kişiyi görmeye devam etmek istemiyordum.
Sabah okul için hazırlandım ama eşarbımı örtmedim. Kahvaltımı yaparken babam beni okula bırakmak için geldi, annem diretti eşarbını ört diye ama kulaklarımı tıkadım babam “Seninle uğraşamam geç hadi” dedi ve çıktım öyle 🙂 dışarıda hafif rüzgarı saç derimde hissedince mutluluktan çığlık atmamak için zor durdum. Gerçekten iliklerime kadar enerji ile doldum. Günlerim çok güzel gidiyor babamın sandığının aksine insanlar baskı kurmak yerine iltifatlar ediyorlar… Güzel kız kardeşlerim, ablalarım; lütfen asla pes etmeyin kimse sizden daha değerli değil! Bu hayatta ebeveynmiş, arkadaş çevresiymiş cidden hepsi bir gün gidecek ve geriye sadece siz kalacaksınız. O yüzden kendinizi bazı konularda lütfen daha ön planda tutun. Benim gibi ailesine bağlı ve onları kırmaktan korkan birisi böyle bir şeyi başardıysa siz hayli başarırsınız.