Sevilmemeyi koşullu sevilmeye tercih ettim

Hepiniz çok değerlisiniz ve birer birey olarak sevilmeyi sonuna kadar hak ediyorsunuz. Yazıma herkese merhaba diye başlamak istemedim. Çünkü çoğumuzun asıl duymak istediği şeyle başlarsam daha safe hissettireceğini düşündüm. Evet, çoğumuz sevilmeyi ve değer görmeyi aile baskısı sebebiyle bir koşula bağlı olduğunu sanarak büyüdü. Ben de aile baskısı ile kapanmış ama 20 yaşında kendi kararı ile açılmak isteyen biriyim, daha doğrusu biriydim. Hatta o zamanlarda buraya ilk yazımı yazmıştım ve şunu eklemiştim “ beni sevmezler diye korkuyorum”. Ben şimdi 24 yaşımdayım ve ben bugün çok büyük bir adım attım. O korkumu susturdum ve sevilmemeyi koşullu sevilmeye tercih ettim.

Olayın içine girersek aslında 20 yaşında açıldım ancak aileme söyleyemedim. Farklı şehirde üniversite okuyordum bu sebeple ailemi az gördüğüm için bu bana sorun olmuyordu. Tabii yıllar geçtikçe söyleyemediğim tek gerçeği gizlemek için binlerce yalan ürettim. Sırf “korktuğum” için. Üniversitem bitti mesleğimi elime aldım ailemin maddi bir tehdit olasılığını elemiş oldum ancak o içimdeki çocuğun sevilme ihtiyacını ve sevilmeme korkusunu yenemedim. Hep sakladım kendimi, hep sustum, onlarlayken hep onların istediği gibi davrandım, kapandım. Ancak bunun yavaş yavaş beni yok ettiğini fark edemedim.

Onları üzmeyeyim, onların sevgisinden mahrum kalmayayayım diye kendimi üzdüm ve kendi sevgimden kendimi mahrum bıraktım. Mezun oldum, gizledim. Çok istediğim bir işe girdim, gizledim. Evlilik teklifi aldım, gizledim… Tamamen kendimi gizledim ve yok olmaya başladım. Ta ki bugüne kadar. Bugün ben en büyük korkumla, sevilememekle yüzleştim. Bunu kabullendim ve annemle konuştum. Elbette havalara uçmadı ama yine de beklediğimden iyi tepki verdi. Daha babamla, daha çok tepkisinden korktuğum biriyle de paylaşmam gerekiyor ama en azından başladım bir yerden diyorum. Bu yazıyı yazma sebebim ise benim gibi olanlara, belki de kız kardeşlerime şunu demek istiyorum. Korkmayın! Korkunuz onları besliyor çünkü, korktuğunuzu anladıklarında tehditlerin ardı arkası kesilmiyor. Biliyorum çünkü 20 yaşımda korktuğumu dile getirip açıldığımı söylediğimde duyduğum tehditler ve cümleler hala aklımda. Ama bugün korkusuz bir duruşla kendimi ifade ettiğimde sonuç bambaşka.

Yazımı sonlandırırken şunu söylemek istiyorum. Korkak olmak kötü değildir. (Buradan ilkokulda bana sen korkaksın diyen türkçe öğretmenime teşekkürler. Senin sayende yıllarca bunu reddettim ve belki de en zayıf noktamı kabullenemedim.) Evet korkak olabilirsiniz, birini kaybetmekten, incitmekten, kırmaktan veya sevilmemekten korkuyor olabilirsiniz. Önemli olan o korkunun diğer tarafına kendinizi de koyup kendinizi incitmekten, kırmaktan, kaybetmekten, sevmemekten de korkmanız ve bu sebeple kendi değerinizi anlayabilmeniz. Sevgiyle kalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir