Son paylaşımımızı 8 Mart’ta yaptık ve kabuğumuza çekildik.
Çok fazla tehdit alıyorduk, ancak ilk defa bu tehditler gerçeğe dönüştü. Ailesinin baskı ve şiddetinden kaçmış yetişkin bir arkadaşımızın kaldığı ev basıldı. Evde birlikte yaşadığı arkadaşı ona sahip çıkması sebep gösterilerek darp edildi.
Sürekli gelip gidiyoruz, sürekli şiddete uğramanın, tehditlerin ve takiplerin ucunda kendimizi korumaya çalışıyoruz. O kadar çok “Yalnız Yürümeyeceksin dediniz ve siz sustunuz.” mesajı aldık ki biz de kendimize Yalnız mıyız? Gerçekten ‘birlikte’ mi yürüyoruz diye sorduk.
Hiç, başıma çok fazla şey gelebilir, diye düşünerek bir yolda yürümeye çalıştınız mı? Üstelik bunu sadece basit bir eylemden -özgürce giyinme eyleminden- yana tavır aldığınız için yaşadığınızı düşünün. Sadece sizin değil, sizinle birlikte yürüyenlerin de saldırılara uğradığını düşünün.
Her gün onlarca kadının size yardım için mesaj attığını ancak asıl yardıma ihtiyacı olanın siz olduğunuzu düşünün.
Tüm bu yol boyunca sizin eviniz basılırken birilerinin rahat koltuklarında internete girip sizi ‘kökü dışarıda olmakla’, ‘dışarıdan fon almakla’ suçladığını düşünün ve insanların hayatlarında nasıl etkileri olacağını düşünmeden karalamaya, aşağılamaya, iftira atmaya hazır yığınların buna inandığını; Mine Kırıkkanat, Uğur Dündar vb. sözde muhalif isimlerin sizleri ‘şaibeli’, bularak kendi kitlelerine ‘fetöcü’ sıfatıyla yem olarak sunduklarını düşünün. Düşünün ama bu sırada şunu asla gözden kaçırmayın. Sizin tek istediğiniz tek savunduğunuz istediğinizi giymek. İstediğinizi giyebilmek için mücadele ederken koca koca adamlar, koca koca kadınlar, koca koca gazeteciler, iftiracılar, troller, sizi hedef gösteriyor.
Bir seçim şansınız kalmayıncaya dek yıpratıldığınızı ama bu sırada yalnız yürümüyor olmanızın sizin tek teselliniz olduğunu düşünün. En azından bu yola beraber girdiğiniz kız kardeşleriniz var.
En çok bizim ‘olamadığımız’ dönemde bize mesaj atan, bizi dürten, bazen sitem eden, bazense ümit veren; aynı kaderi yaşadığımız kız kardeşlerimizi düşünerek silkinmeye karar verdik. Çünkü bu zor süreçte biz kendi kendimize ne zaman yalnız yürüyor gibi hissetsek mutlaka bir mesaj, bir mail geldi bize “Yalnız Yürümeyeceksin” diyen.
İşte bu yüzden sizin desteğinize ihtiyacımız var. Çağrımızdır. Yalnız yürümediğimizi hissetmek, sese ses katarak büyümek için #yalnızyürümeyeceksin de. Çok fazlayız, ama mesajların ardında. Çok fazla hikaye var ama yalnızca mektuplarda. Görünebildiğin her yerde, konuşabildiğin her şekilde yalnız yürümediğimizi göstermeni istiyoruz. Yüzünü göster ya da gösterme, saçlarının rüzgara savrulduğu fotoğrafını #yalnızyürümeyeceksin etiketiyle paylaş.
Biz buradayız. Çok fazla zorluk yaşıyoruz ve en güzeli de bunu beraber aşmak istiyoruz.
Yalnız Yürümeyeceksin Platformu