Ben açıkken Allah’a daha yakın hissediyorum.

Kısa bir süre önce yazmıştım size. O zaman durumun bu noktalara geleceğini tahmin etmezdim. 17 yaşındayım ve üniversiteye hazırlanıyorum. Yakın zamanda İslam’ı araştırmaya başladım ve başörtüsünü çevremin etkisiyle taktığımı fark ettim. O an, karar verdim başörtümü çıkarmaya. Bunu ilk olarak babamla konuştum. O da benimle hemfikirdi. Başörtülü daha güzel olduğumu, kendimi daha iyi koruyabileceğimi söyledi ama yine de bana bıraktı. Annemse ilk öğrendiğinde çok sinirlendi. Bencil olduğumu ve ailemi hiç önemsemediğimi söyledi. Bir yandan başkaları için yaşamamamız gerektiğini, diğer yandan çevreden gelecek tepkilerden dolayı yapmamam gerektiğini söylüyordu. Şeytan oynuyormuş benimle. Kendimi açıkken daha güzel zannediyormuşum. Oysa ben açıkken Allah’a daha yakın hissediyorum. Güneşi ve rüzgarı hissetmek istiyorum.

Annem bana hiçbir zaman “Kapan” demedi fakat anneannem ve dedem sürekli dile getirirdi bunu. Artık onlarla görüşmeye korkar olmuştum. Çevremdekilerle bir araya gelince kendimi ötekileştirilmiş hissediyordum. Hatırlıyorum, daha önceden bir kuzenim kapalı olduğu için ona daha fazla para vermişlerdi. Kendimi kabul ettirmek için kapandım. Uzun bir süre de düşünmedim bunun üzerine. Şimdi her şeyi daha iyi anlıyorum.

Birkaç hafta önce şehir dışında okuyan abimin yanına gitme fırsatım oldu. Orada açtım başımı. Uzun bir süreden sonra ilk defa çok özgür hissettim kendimi. Annem bunu öğrenince çok kötü şeyler söyledi ama sakinleşti sonradan. Defalarca konuştuk. Kabul etti. Bugün en yakın arkadaşımla buluşacaktım. Kendisi erkek. Babamın aklı kalmasın diye, kiminle buluşacağımı mutlaka söylerim. Dün izin aldığımda en yakın arkadaşımın neden erkek olduğunu sordu fakat bir şekilde izin verdi. Defalarca sadece arkadaş olduğumuzu söylememe rağmen, onu hala benim sevgilim zannediyor. Bugün buluşmaya hazırlanırken babamın “O istedi diye mi açtın başını?” sorusuyla şok oldum. “Belki seni eve çağırdı, nereden bileceğim? Arkadaşınsa neden süsleniyorsun” -ki makyaj bile yoktu yüzümde. “Başına bir şey gelirse sorumluluk sana ait. Anında silerim, ben sizin tasalarınızla uğraşamam” dedi. O kadar şaşırdım ki hiçbir şey söyleyemedim. Arkadaşımla buluşamadım da. Saatlerce ağladım.

Son birkaç ayım sürekli ağlamakla geçti. Açıldığımdan kimsenin haberi yok. Daha çok zorluklarla karşılaşacağım, biliyorum. Elimden geldiği kadar direnmeye çalışıyorum. Siz de pes etmeyin dostlarım. Sesinizi çıkarmadığınız sürece sizi birey olarak görmeyecekler. Kendi kurallarını size dayatmaya devam edecekler, sizi bastırmaya çalışacaklar. Elinizden geldiği kadar direnin. Ben ve dahi insanı sadece insan olduğu için seven, saygı duyan onlarca insan var arkanızda. Sizinleyim, sizi seviyorum.

(Görsel: Kai Fjell)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir