Ailem dediğim insanlar beni rahat bırakana dek istedikleri kişi olacağım.

Merhaba, ben 16 yaşında bir kızım. Tutucu ve ataerkil bir ailede büyüdüm. Kendi isteklerim doğrultusunda ilerleyemedim. İstediğim liseye gitmeyi bırak, bunu teklif bile edemedim. Babam annemi aldattı, küçükken bir kadının çıplak fotoğraflarını telefonunda gördüm. Babam soğuk bir adamdı, bana pek ilgi göstermezdi; bazen beni çok sevdiğini hissederdim, ayda 1 kez mesela. Askerdir kendisi. Ama o kadına çok güzel şeyler yazmıştı, bana söylemediği şeyler. Ailemizi ne kadar sevmediğini anlatmıştı. O kadar kıskanmıştım ki… Kadın resmen babamı elimden çalıyordu. Anneme söyledim ben de, annem “Erkekler yapar öyle şeyler” dedi. “Kızmayacak mısın?” dedim. “Kızamam ben babana” dedi.

Ben de daha küçücükken oyun oynadığım birine çıplak fotoğraflarımı attım. Sevileceğimi düşündüm, ne de olsa o kadın benim babamın ‘bile’ sevgisini kazanmıştı, hem de bu yol ile. Tabii ailem kolayca öğrendi, küçük yaşımda böyle bir şeyi ne kadar saklayabilirdim ki? Beni sırayla dövdüler. Benim tek istediğim sevilmekti. 12-13 yaşımda kendimi öldürme düşüncelerine kapıldım. Ne zaman hatalı olsalar yaptığımı yüzüme vuruyorlardı. Bana sürekli iş yaptırmaya çalışıyorlardı, annem özellikle. Abilerim neden yapmıyor, diyordum içimden; neden onlar sadece yatıyor, neden ben yapmak zorundayım? Neden… “Onlar erkek” diyordu annem; “erkeğin işi değil bunlar”. Bütün bunların aptalca olduğunu 12 yaşında bile anlıyordum.

15-16 yaşlarına geldiğimde çocukken yaptığım hatayı tekrarlamaya başladım. Sanırım bunun nedeni de beni sürekli baskılayan ailemden intikam almaktı ya da belki sevgi görmeye çalışmak. Ama her şey ters tepti ve bu yaptıklarım yaşadığım yerde -küçük bir yer- yayıldı. Okulumdakilerden iğrenç sözler işittim. Yurtta oda arkadaşım beni bununla tehdit ediyordu. Aile baskımın üzerine sosyal baskı eklendi. Kendime zarar vermeye başladım. Annem kesik izlerini gördüğünde kendini yerlere attı, “Biri görse ne der!” diyerek. Komik olan, neden yaptığımı düşünerek üzülmek yerine “Biri görürse ne der” demesiydi. Hayatı başka insanlar olmuştu. Giydiğim kıyafetleri onlar alıyordu, saçımı kestirirken bile onlardan izin alıyordum. Babamdan ne zaman para istesem küfür ederek veriyordu. Hala da öyle yapıyor. Abilerimse ben annem ve babama ne zaman tepki göstersem bana baskı kuran insanlar. Bana “Bu ailede yaşanan her şey senin yüzünden” diyorlar.

İnsanlardan istediğim tek şey kabul görmekti. Nereye gitsem dışlandım, nereye gitsem ezildim. Artık her şeyin farkındayım ve kimseye ihtiyacım yok. Ailem dediğim insanlar beni rahat bırakana dek istedikleri kişi olacağım. Tek bir arkadaşım bile yok. Kendimin arkadaşıyım. Kendimle barıştım. Bunları başarmak çok zor oldu ama başardım. Çok mutluyum başardığım için. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ediyorum, içimi dökmek istedim. Çok da rahatlattı beni. İyi günler hepinize.

(Görsel: Hope Gangloff)

Comments (4)

  1. Arkadaşın yok çünkü çevrendekiler bizler gibi zorluk görüp böyle şeyleri erkenden anlayabilecek olgunluga erişemedi. Hepsini bosver, yıllar geçtikçe yaptıkları hatalardan utanıp bi de yüzsüz gibi o hataları yapanları eleştirecekler. Sözde kadının, insanın hak savunucusu olacaklar 🙂 Ne yazık ki hepimizin hayatına bir şekilde dahil oldu bu zorbalar. Doğru yolda olduğunu, kendin olabildiğini asla unutma! Arkadaş konusuna gelince de burada tanıdığın tanımadığın herkes senin arkadaşın <3 Seni anlayan birileri var sakın unutma, seni seviyorummm ^^ <333 :*

  2. Senin Küçük ve Tatlı Arkadaşın

    Kendini hiç üzme olur mu… Aynı yalnızlığı ben de yaşadım, kitap okumak bu yalnızlığa çok iyi geliyor özellikle genç kurgu çok tavsiye ederim. Dediğin gibi hiç kimseye ihtiyacımız yok bizim, biz kendi kendimizin arkadaşıyız. Her şey bir gün yoluna girecek, inan bana :’)

  3. Ne olursa olsun insanın en önemli dostu kendisidir. Bazen çok zor olabiliyor her fırsatta kurtulmayı düşündüğüm yerden onay beklerken buluyorum bazen kendimi. Sakın pes etme kendine inşa ettiğin özsaygı duvarlarını yıkmalarina izin verme. Seni tanımıyorum ama yakın hissediyorum seni seviyorum

  4. Sana bir şey garanti edebilirim, hayat gerçekten keşfedilecek çok şey sunar, ancak her şeyin bir zamanı olduğu bir gerçektir. Her insan hayatında bir noktada stres yaşar, bazıları senin gibi erken yaşar, bazıları ise daha sonra. Ancak her iki durumda da değişmeyen bir şey vardır: Günün sonunda her şey daha iyi olur. Dayanabileceğine inan, yalnız değilsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir