Böyle bir sülalede çalışan, üniversiteye giden ve açılan tek kızım.

Merhaba, burayı yeni keşfettim. Ben de sizin gibi içimi dökmek istedim. 20 yaşıma yeni bastım. Yobaz bir aileyi bırakın, yobaz bir sülalede büyüdüm. Sülalemde açık kadın göremezsiniz, aksine çoğu çarşaflıdır. Ortaokul bittiğinde okuldan alınıp kursa başlatıldım ve kapatıldım. Dışarıdan kendi isteğimmiş gibi gösterdim ama asla değildi. 1 yıl oraya devam ettikten sonra bu hayatı istemediğimi ve liseyi açıktan bitireceğimi, ek olarak da üniversiteye gideceğimi söyledim. Annem şiddet uyguladı ama asla pes etmedim!

Lisemi tamamlayıp üniversite sınavına çalışmaya başladım. Annemi mucizevi bir şekilde razı edip bir işte çalışmaya başladım. Bütün yaz çalışıp dershane paramı toparladım ve dershaneye başladım. Size şöyle söyleyebilirim; seneler sonra o ortamda olmak o kadar güzeldi ki! Adeta cehennem olan evimden kurtulmuştum.

Üniversitemi kazandım. Tesettürü asla istemiyordum; tamamen ailem istiyor diye; aileyi geçtim, sülale baskısından korktuğum için açılamıyordum. Gözümü karartıp açılacağımı söyledim. Karşı çıktılar ama kavga çıkardım, ’Benim hayatım’ dedim! Ve işe yaradı, artık açıldım. Fakat sorunlarım çözülmedi. Artık 7/24 hakaret duyuyorum. 20’sinden sonra sapıtmış ‘o tür’ kadın olmak istediğim yönünde şeyler işitiyorum. Kıyafetlerimi uzun giydiriyorlar, binadan çıkıp sokak kenarlarında istediğim şekle sokuyorum. Sülalem beni kınayıp yüzüme tükürüyor, ailem de onlara destek çıkıyor. Büyük bir psikolojik şiddetin altındayım. Böyle bir sülalede çalışan, üniversiteye giden ve açılan tek kızım. İnşallah bu psikolojik şiddeti de aşacağımı düşünüyorum.

Bu sizin hayatınız! En güzel yıllarınızı ailenizin bencillikleri yüzünden harcamayın, savaşın. Yollarınız çok dikenli oluyor ama özgürlüğünüzden daha güzel bir tat yok, emin olun.

(Görsel: Gwenda Morgan)

Comments (4)

  1. Merhabaa. Başardığın için çook mutlu oldum. Ne kadar azimli birisin, hayran kaldım. Benim de senin deyiminle sülalem tam olarak anlattığın gibi. Üstelik şehrim çok küçük, o da cabası. Zor olacağını biliyorum ama zor olmayan zaferler duymadık ki hiç. Tahmin edebiliyorum o psikolojik şiddetin sende bıraktığı izleri, lütfen sana bunları hissettiren insanlarla mecbur olmadıkça diyalog bile kurma. Toksik bireylerden arındır kendi dünyanı. Dış dünyadaki toksikler ise bitmeyecek, biliyorum ama sen özgürlüğün için savaşıp onu gururla yaşarken onların dedikleri leblebi tanesi kadar ufak bir darbe olmalı gün içinde. Bunları da atlatabileceğine eminim, umarım mental olarak kendini daha iyi hissedebileceğin bir çevrede yaşamını sürdürebilirsin.?

  2. SANA HAYRAN OLDUM,BAYILDIM,GURUR DUYDUM.KEŞKE ZORLA KAPANAN DİĞER GENÇ KIZLARDA SENİN GİBİ CESARET EDİP AÇILABİLSE.SENİ SEVİYORUM GÜÇÜ KADIIIN..

  3. Merhaba,
    Burada yazılanları okudukça içim hem sevinçle doluyor hem de ince ince sızlıyor. Birçok yazının altına not düşmek istedim ama sizinkine yazmadan duramadım. Benim ailemde kapanma diye bir derdim olmadı. Hatta evlendikten sonra babam annemin başını açmasın istemiş, “kılda keramet olsa bit pazarına nur yağardı” derdi hep.
    Ancak geniş ailenin bir kısmı, annemin baba tarafı özellikle, çok muhafazakar. Evden ayrılıp kendi başıma yaşamaya karar verdiğim zaman kıyamet koptu, babam ağlayıp yalvarıp eve gelmemi istedi (evi tuttuktan 1 yıl sonra ancak söyleyebilmiştim onlara), annem 5 yıl boyunca evime gelmedi, bütün sülaleye tembih etmiş, onunla görüşmeyin hakkımı helal etmem demiş vs vs. Şimdi senin anlattıklarını okuyunca aklıma geldi; alesine karşı gelen her genç kıza ben hatırlatılıyormuşum, “onun gibi mi olacaksın yoksa?” dediklerini uzak bir kuzenimden öğrendiğimde artık böyle şeylere aldırmayacak kadar uzaklaşmıştım bu konudan.
    Şimdi ne mi oldu? Hala ailemle oturmuyorum, evlenmedim de, üstüne üstlük buralı olmayan “yabancılarla” ve zaman zaman erkek ev arkadaşlarımla oturdum, oturuyorum. İşin gücün olunca, dik durunca, vazgeçmeyince bir noktadan sonra alışıyorlar. Çok kolay olmasa da özgürlüğün fiyatı yok. Yürü be arkadaşım!

  4. belkide türkiyedeki en derin koyu muhafazakar sülaleye sahibim.. bu anlattıkların benim göze alabileceğim şeyler dahi değil.. tek bir ışık olsa bir şeyler için çabalardım ama her yönden imkansız.. sadece okuyabiliyorum ve birileri adına sevinebiliyorum bu kadar… hayatta. mutluluklar 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir