Din ile ilgili daha fazla bir şey duymak istemiyorum.

İlk hikayemi yazmamın üzerinden yaklaşık 6 ay geçmiş. Hikayemin adı ‘Sanki din savaşındalar da ben düşmanmışım gibi’ idi. Bakıyorum da ailemi anlatırken ne kadar da insaflı davranmışım, her şeye rağmen onlara kıyamamışım. En ağır olan şey ise inanmadığın gibi görünmek. Bu bana o kadar ama o kadar zor geliyor ki… Hayatımı tamamen kısıtlaması bir yana, bu yalanı sürdürmek beni çok zorluyor. Keşke hiçbir zaman din ile yaşatılmasaydım, ne olduğunu bile bilmeseydim. Tanrıya inanmıyorum, tanrı düşüncesine dair her şeyden nefret ediyorum.

Sadece bir defa rüyamda ağlayarak uyandım. Rüyamda açıldığımı ve aile üyelerimin olduğu bir ortama girdiğimi gördüm, verdikleri tepkiler sonucu ağladım, sonra en sevdiğim eniştem gelip bana sarıldı. İşte o şekilde ağlarken birden kendi ağlama sesime uyandım ve gerçekten ağladığımı fark ettim. Bir süre sadece öyle durdum. Kötü olan bu değil; bu sadece bir rüya, bilinçaltı. Annemler, o enişteme bu olanları anlattığı zaman annemlere hak vermişti. İşte o an anladım. O anı anlatamam; arka odaya geçtim, ağladım ve ağladım. İçerideki konuşmaları duymalıydınız, öyle cümleler ki… Kardeşim de yan odada ağlıyordu. İki kız ayrı ama yan yana odalarda saatlerce ağladık. Bu öylesine bir ağlama değildi, hâlâ nasıl dayandığımı bilmiyorum. Bir süre sonra içeriden gülüşme sesleri geldi. Onlar için her şey normale döndü ama ben oradan asla çıkamadım. Orada mahvoldum ama kimse umursamadı. Bu onlar için bu kadar basitti. Ne kavgalar oldu ve öyle basit kavgalar da değil…

İşte bunların sonunda anlıyorsun ki kıyamadığın anne-babanın sevgisi bir kumaşa kadarmış. Din için kızını öldürebilecek bir baba, gözünü bile kırpmaz. Yazarken dikkatli olmaya çalışıyorum ama içimde dine ve dinden çok dindarlara karşı o kadar büyük bir nefret var ki asla tahmin edemezsiniz. Bazen o geceleri ve kavgaları düşündükçe nasıl dayandın, diyorum. Annemin ve babamın canımı acıtan sayısız sözlerini, bakışlarını, bağırışlarını unutmayacağım. Yaşadıklarımı unutmayacağım. Yüzlerce defa denedim ben, cidden bu kadar zor muydu? Bu kadar hırpalamaya, nefret ettirmeye değdi mi? Din ile ilgili daha fazla bir şey duymak istemiyorum, din ile yaşatılmak istemiyorum. O kadar kızgınım ki çok uzun süredir tamamen öfke doluyum. Her fırsatta aşırıya kaçmadan arkadaşlarıma, çevreme göründüğüm gibi düşünmediğimi belli ediyorum. Bu beni oldukça rahatlatıyor. İyi karşılasalar da karşılamasalar da içimde tutmaktansa birilerinin bilmesi beni rahatlatıyor. Haftaya tam bugün 16 yaşına gireceğim. Bir gün özgür olmayı dileyeceğim. Bu öfke beni öldürdüğü kadar ayakta da tutuyor. Din adına hiçbir şeyin olmadığı, herkesin birbirini olduğu gibi kabul edip sevdiği bir hayatı düşlüyorum.

(Görsel: Prudence Heward)

Comments (3)

  1. Dostum eğer konuşmak istersen yazabilirsin [email protected]

  2. bu arada iyi ki doğdun

  3. Canım benim ilk olarak iyi ki doğdun, 16. yaşın sana şans ve mutluluk getirsin. Kişiler her ne kadar farklı da olsa hikayelerimiz, yaşadığımız acılar çok benzer, lütfen güçlü kal, mücadelen asla kolay değil biliyorum. Konuşmak istersen her zaman burada olduğumu bil, bana instagramdan yazabilirsin(@heythatsmeekin).

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir