Kıyafetlerimi bir kez bile olsa severek, isteyerek giymek istiyorum.

Nereden başlasam, bilemiyorum. Benim hikayem, 9-10 yaşlarında biraz babamın ve çevremin baskılarıyla biraz da “Bunu sen kendin de istiyorsun” diyerek kendimi kandırmaya çalıştığım kendi baskımla durumu kabullenmeye çalışırken, babamın anneme “Kapanmazsa saçını kazırım onun, okula da göndermem” demesini gizlice duymamla başladı. 9-10 yaşında kapandım ve şimdiyse 16 yaşına girmeme az kaldı. Kapandığım ilk andan beri her an keşke yapmasaydım, diyorum. Başörtüden ve dinden nefret eder bir hale geldim. Bu konuyu ortaokul bittikten sonra liseye geçiş döneminde anneme açmıştım. O sıra şans eseri babaannem de bizdeydi. İkisi de bunun ne kadar yanlış bir şey olduğunu, böyle bir şeye izin vermeyeceklerini söyleyip durdu. Onların bana zorla başörtü taktırması iyi bir şey miydi?

Benden 2 yaş büyük bir kuzenim var, şu an 12. sınıfa geçiyor. O da 9-10 yaşlarında kapatıldı ve geri kalan tüm zamanlarını açılmak isteyerek geçirdi. Geçen gün babasına konuyu açtığında kafasına neredeyse dayanmak üzere olan bir silahla karşılık aldı. Kapısı kırıldı ve olan odası elinden alındı. Şu an bunu anlatmamın sebebi, bu konu için onlara giden tüm amcalarımın kuzenimin babasını haklı bulması ve babamın “Eğer ben olsaydım o silahı dayar ve vururdum” demiş olması. Bunu nasıl anlatsam bilemiyorum. Eğer açılmak istediğimi söylersem ağır tepkilerle karşılaşacağımı bildiğim için bugüne kadar konuyu hiç açmadım. Okuldan alınırdım, saçlarımdan olurdum ve yiyeceğim dayak; ailemden, akrabalardan ve çevremden alacağım laflardan daha fazla olurdu. Yine de bunu bilmeme rağmen belki sakince ve güzelce anlatarak konuşursam beni anlar diyerek içten içe aramızdaki savaşta kendime karşı hep onu savundum. İyi biri, dedim; o da küçük yaşta babasını kaybetti ve belki de zorlamayı doğru sanıyor, dedim. Şimdi çok daha iyi anlıyorum. Bu, annemin beni anlamasını istemekten çok daha farklı bir şey…

Ortaokulda İmam Hatip’e gitmiş biri olarak çevrem sürekli bunların doğru olduğunu savunan kişilerle dolu. Annem, eğer lise sınavında iyi bir puan almazsam beni okuldan çıkaracaklarını ve hafızlık kursuna göndereceklerini söylerdi. Babamsa iyi puan alsam da almasam da okuldan çıkarmak istiyordu. İyi bir puan aldım ve oturduğumuz ilçede bir Fen lisesi tutturdum. Tercihi herkesten gizli şekilde giderek yaptım. Annem biliyordu ve iyi puan aldığım için Fen lisesi yazmamı istedi. Babam ondan habersiz yaptığımı duyunca çok kızdı, bağırdı çünkü Kız İmam Hatip lisesine gitmemi istiyordu. Ona göre kadın ve erkeğin bir arada eğitim alması kesinlikle yanlıştı ama karşılığında ben de bağırıp kendimi savunduğum için elinden bir şey gelmeyeceğini anladı. Akrabalarım çok dindar ve empati yoksunu kişiler. Birkaç arkadaşım beni destekliyor, onlar sayesinde bugüne kadar dayanabildim. Babam üniversiteye gönderir mi, onu bile bilmiyorum ama savaşmaya devam edeceğim.

Evden çıkmayı bile istememek nasıl bir şey, bilmiyorlar. Her çıktığında nefessiz kalmak, düşüncelerle boğuşmak, böyle olsaydı daha iyi olurdu diye aklından geçen şeyler… Her şey çok ağır ve bir gün bunların altında ezilmekten korkuyorum. Annem beni desteklemiyor. Babam şu an zaten nefret de ediyor. Küçüklüğümde saçımın özgürce rüzgarca savrulduğu bir anımı hatırlamıyorum. O kadar yavaş geçiyor ki zaman benim için, sanki asırlardır bu ağırlık altında eziliyormuşum gibi.

Kafamda her şeyi bitirme düşünceleriyle savaşmaktan ve bunu kimseyle paylaşamamaktan bıktım. Konuyu açtığımda acaba ne olur, ölür müyüm diye düşünmekten bıktım. Beni anlamamalarından bıktım. Her şeyi eleştirmelerinden bıktım. Kıyafetlerime laf almaktan bıktım.

Rüzgârda hiç savrulmamış saçlarımı istiyorum. Hiç giymediğim şortumu istiyorum. Kıyafetlerimi bir kez bile olsa severek, isteyerek giymek istiyorum. Her dışarı çıkmadan önce gizlice gözyaşı dökmek istemiyorum. Sürekli babam kızar, bağırır ve bana yine küfreder diye zorunlulukla kalkıp perdeyi kapatmak istemiyorum. Günlüğümü acı dolu cümlelerle doldurmak istemiyorum. Kendime bir şey yapmaktan korkuyorum ama ölüp de her şeyin tamamen bitmesini istiyorum.

Kuzenimin olayında amcam, “Baban ne derse onu yapmak zorundasın, evlenirsen de kocan açılmanı isterse açılırsın, kapan derse kapanmak zorundasın” demiş. Bunu duyar duymaz “Eğer yaşayacağımız hayat buysa neden yaşıyoruz ki?” dedim. İlkin umudum çoktu ama artık hiçbir şey istemiyorum. Bomboş bir insana dönüştüm. Buradan, bu lanet dolu evden kurtulacağımı bile sanmıyorum. Annem de babamdan ayrılmıyor; halbuki bir tek bana değil, anneme de farklı konularda çok şey yaşattı. Onu aldattı, bağırdı, psikolojik baskıya boğdu… Ama annem yine de burada. Bir kadın bunu nasıl gururuna yedirir, anlamıyorum. Babama çok kez kavga sırasında “Boşanacağım” dedi ve babam da kabul etti ama yine de gitmedi. Daha fazla ne derim, gerçekten bilmiyorum. Her şeyden bıktım.

Belki çok yazdım ama hayatım darmadağın ve yazacak daha bir sürü şey var. Burada bitirmek en iyisi… Benim için mümkün olduğunu pek sanmıyorum ama bir gün istediğimiz şeyleri yapabilmek dileğiyle.

(Görsel: Yoko Akino)

Comments (2)

  1. İsimsiz

    @heidialp123 bana yazar mısın benim babamda senin baban gibi baskıcı

  2. babalarimiz cok benziyor hem kuzenininkiyle hem de seninkiyle, konusmak istersen yazabilir misin lutfen @victimofthelovecrime

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir