Sonunda başardım, o akşam eve açık döndüm.

Sonunda başardım. En son, birkaç ay önce buraya “Bu süreçte okuduğum kitaplar babamın gözüne batmıştı, beynimi yıkıyorlarmış.” yazısını yazmıştım. O zaman kafam çok ama çok karışmıştı, işler iyice berbatlaşmıştı. Artık mutluluk maskemi takmaya bile zorlanıyordum, annemler mutsuzluğumu sınavın yaklaşmasına bağlıyorlardı. Sınav bittikten sonra hemen tatile gitmiştik, sonra bayram için döndük ve sonra bir tatil daha… Resmen mutsuzluğumu fark etmemek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Sınav sonucu açıklandı, 8000. sıralamadaydım. PDR bölümünü istiyordum ve iyi okullar geliyordu. Asıl soru; İstanbul yazıp gizlice açılmalı mıydım, yoksa Ankara yazıp ailemle mi kalmalıydım, onların yanında açılabilir miydim? Bunca soru ile boğuşurken en sonunda İstanbul’dan vazgeçtim. Maddi açıdan ailemden destek almadan okumam imkansızdı. Ben bu kararı verince asıl sorun ortaya çıktı; açılacak mıydım yoksa esaretim devam mı edecekti?

Ben bunu düşünüp dururken anneannemde olduğumuz bir akşam arkadaşlarım bir piyanistin konserine gidecekti, beni de konsere çağırdılar. Konser saati 21.00 olduğu için ailemin bana izin vermeyeceğini söyledim ama yine de soracaktım. Tabii bu sorunun arkasında yatan asıl şey, onlara “Yanınızda kaldığımda bu baskılarınız devam edecekse şehir dışında okuyacağım” demekti. Sordum ve konuyu buraya da getirdim. Ortam gerildi, babam “Benim kurallarım var, kızım akşam vakti kafasına göre gezemez, hele konsere hiç gidemez” dedi. Ben de olayın konser olmadığını, zaten kalabalık ve gürültülü ortamlardan hoşlanmadığımı, bu sadece bir piyanistin konseri olduğu için gitmek istediğimi söyledim. O da “Bu batı hayranlığın nereden geliyor?” gibi şeyler söyledi, sonra konu benim kültürümüzden ve dinimizden ne kadar uzaklaştığıma geldi. Ben de bahsettiği kültürün onun kültürü olduğunu, benim kültürüm olmadığını söyledim. Babam, “Biz seni mutlu etmek için her şeyi yapıyoruz, sense hiçbir şey yapmıyorsun” deyince ben ağlamaya başladım, “Kaç yıldır sizin için neler yaptığımı nasıl görmezden geliyorsunuz?” dedim. Ardından annem, “Konu konser değil, açılmak” dedi. Ben de “Evet, o” dedim. Babam, “Buna izin verince daha fazlasını isteyeceksin, kafasını açan götünü de açar” dedi. Annemse “Sen benim yetiştirdiğim kızım değilsin” dedi. En son babam, “Bunları göreceğime ölseydim” deyince ben de “İsterseniz intihar edeyim, siz benim istemediğiniz kişi olduğumu görmezsiniz, ben de istemediğim bir hayatı yaşamam” dedim. Kendimi banyoya kilitledim, ağladım durdum. Çıktığımda evden gitmişlerdi, bana hiçbir şey demeden gitmişlerdi.

2 gün anneannemde kaldım. Teyzem, dayım, diğerleri gelip ‘Annenleri üzme’ temalı konuşmalar yaptılar, kimse benim üzülmemi umursamıyordu. En sonunda dayım ağır konuşmuştu, “Annenler ölse o zaman pişman olursun” demişti. Ben de “Peki ben ölsem o zaman siz pişman olur musunuz?” deyince “Ölüm bu, üç gün üzülüp sonra unutulur” diye cevap vermişti. Bunun üzerine o anın verdiği tüm duygu karmaşasıyla kararımı vermiştim, kendi canıma kıyacaktım.

Onların pişman olması için mektup yazmaya başladım. Sonra annem aradı, o an o kadar mutlu hissettim ki… Özür diledi, ne olursa olsun onların kızı olduğumu, benim üzülmemin onları da üzdüğünü ve artık üzülmemi istemediğini, eninde sonunda bu sancılı dönemi yaşamamız gerektiğini söyledi ve akşam eve gelmemi istedi. “Saçlarını tara ve gel” dedi. O akşam eve açık döndüm. Akşam babamla konuştuk, bana sadece inancımı kaybetmemden korktuğunu söyledi. Ben zaten inanmıyordum ama bunu bilmelerine gerek yoktu, o yüzden böyle bir şeyin olmayacağını, inancın kalpte bittiğini söyledim. Ertesi gün beraber piknik yaptık, çok güzeldi.

Şimdi babam beni dışarıda açık görünce üzülüyor ama bu oldukça normal. Benim adıma her şey düzeliyor. Özgürlük gerçekten emek istiyor. Yalnız Yürümeyeceksin platformuna çok ama çok teşekkür ederim, ben sizin sayenizde yalnız yürümedim. Son 3 yıldır buradaki her bir yazı bana güç verdi, yalnız olmadığımı bilmek bana umut verdi. Umudunuzu asla kaybetmeyin, umudumuz olduğu sürece bütün engellerin üstesinden geliriz.

(Görsel: Brian Kershisnik)

Comments (2)

  1. Kum Tanesi

    Senin adına çok sevindim umarım bu mücadeleyi veren herkes başarı yazısını yazabilir

  2. İşte yobaz bu yüzden en çok kadından korkar aslında. Kadın boyun eğmediğinde, yobaz hükmünün geçmeyeceğini bilir. Senin adına çok sevindim. Yaşadıkların için de ayrıca üzüldüm. Erkek bir ateist olarak bu süreçleri hiç yaşamadım, dindar bir ailedeydim. Ara sıra dinsiz misin sen diye çıkıştıklarında cevap vermezdim veya dinsiz olsam ne olacak diye çıkışırdım. Bir süre sonra sormayı bıraktılar. Sizin ki gerçekten çok daha zor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir