Ziynet yerlerini örtme gerekliliğini yerine getirmekten mutluyum ama başörtüsü takmak aklıma hitap etmiyor.

Ben 19 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ortaokulda kendi isteğimle başörtüsü kullanmaya başladım. Son 1,5 yıldır ise başörtüsünü çıkarmak istiyorum. Aslında halen dindar bir insanım. Yalnızca başörtüsünün farz olduğuna inanmıyorum. Ziynet yerlerini örtme gerekliliğini yerine getirmekten mutluyum ve böyle giyinmeye devam etmek istiyorum ama başörtüsü takmak aklıma, mantığıma, duygularıma hiç hitap etmiyor. Kur’an-ı Kerim’de başörtüsünün tanınmamızı önleyerek bundan dolayı incinmememizi sağladığı yazıyor. Peki şu an başörtüsü takıyor oluşum benim nasıl tanınmamamı sağlıyor? Kur’an’ın indiği dönemde Arap halkında insanlar; köleler, soylular, cariyeler gibi gruplara ayrılıyordu. Soylu kadınlar ziynet yerlerini örterek başları kapalı gezerdi ve birileri onlara zarar vermek istediğinde onların soyluluğundan korkar ve uzak dururlardı. Bu ayetle beraber tüm kadınlar eşit ve hür bir şekilde yaşamaya başladı, diyebiliriz. Daha eski dönemlerde ise başörtüsü yine soyluluğun temsili için kullanılan bir aksesuardı. Günümüz şartlarına bakarsak başörtüsü artık bir kadının tanınmamasını falan sağlamıyor. İncinmemesini de sağlamıyor. Ayette geçen amaç şimdi gerçekleşmediği halde başörtüsü kullanmak neden farz olsun ki? Tüm bunlardan da öte ben dini bireysel ve manevi bir boyutta yaşamayı istiyorum. Dini anlarken tamamen hür olmak istiyorum. Kalıplaşmış yargıları atmak istiyorum. Gerçek İslam’ı yaşamak istiyorum ve şu an gerçek İslam için başörtüsünün farz olduğuna inanmıyorum. Başörtüsü kullanmanın artık gelenek halini aldığına inanıyorum. Tıpkı Kur’an-ı Kerim’i Arapça okumak gibi. Tercih edenler bu şekilde yapabilir ama bence bu dinin temeli bu değil. Aslında bunları yazarken bir yandan suçlu hissediyorum, insanları yanlış mı yönlendiriyorum diye. Yine de sizlerin tüm bunları kendi düşünce sisteminizde tartıp öyle alacağınıza eminim.

Artık düşünce kısmını bitirip hislerimi anlatmak istiyorum. Açılmak istiyorum, evet ama annem ve babam bu konuda çok hassaslar. Onları kıracak, üzecek hiçbir şey yapmak istemiyorum. Zaten şu an üzüldükleri ve dert edindikleri bir sürü mevzu var. Bir de ben onların üzüntüsü olmak istemiyorum. Bir yandan da bu yaşıma kadar annemi ve babamı üzmemek için çırpınıp durdum. Evde bir evlat sorunu varsa bile asla benimle alakalı olmadı. Ben hep ideal şekilde davrandım ve üzüntüm olduğunda onlara asla anlatmadım. Çünkü onları çok seviyorum ve zaten kardeşlerimin sıkıntıları onları yeterince üzüyor. Fakat ben de artık evlat gibi olmak istiyorum. Zararsız olmak için kendimi boğuyorum. Kimsenin derdi olmamak için gözyaşlarımı bile yalnızken döküyorum. Tüm kardeşlerim gibi benim de sorun çıkarmaya hakkım olmalı diye düşünüyorum ama bunu kendime o kadar haram kıldım ki artık ben ailem için bir sorun ve üzüntü kaynağı olamıyorum. Onları hiçbir zaman üzmedim ama onlar için mutsuzlaşıyorum. Annem ve babam beni çok özgür büyüttüler. Başörtüsü ve diğer ibadetler dışında bizden başka istekleri yok. Evet, bizi özgür büyüttüler ama ben de onlara bu zamana kadar hiç sorun çıkarmadım. Her zaman onların ideal çocukları oldum. Bu artık beni çok yoruyor. Başörtüsünü çıkarma mevzusunu aklımdan silip atmak istiyorum ama atamıyorum. Bu benim için yeni bir fikir değil. Ne yapsam bilmiyorum. Açılmak istediğimi öğrenseler hasta olup yataklara düşerler, eminim. Açılırsam daha da beteri olur. Elbette bana şiddet uygulayacak değiller ama onların üzüntüsü beni mahvediyor. Çünkü onları çok seviyorum ve onların bizim için yaptıklarından dolayı onlara minnettarım. Bu fikri kafamdan atmak tek çare ama yapamıyorum.

(Görsel: Felice Casorati)

Comments (4)

  1. Konuşalım kardeşim yaz bana. ( Iletişime geçmek istersen [email protected] )

  2. Merhaba. Ben de aynı şeyleri yaşıyorum. Sohpet etmek istersen konuşalım. Herhangi bir hesabın var mı?

  3. Evet çok üzülürler ama inan bana geçer gider. İnsan nelere alışıyor. Aileni tanımadan bunları yazmam saçma gelebilir. Ama çevremde hep böyle gördüm. Bir süre sonra geçiyor gidiyor. Ömür boyu çekeceğin acının yanında hiç bir şey.

  4. Merhaba. Size ulaşmayı çok istiyorum çünkü yazınızı okuduğumda gerçekten bunu benim yazdığımı sandım. Öyle bir ândı ki.. hakikaten çok garip bi’ duygu. İnsan çevresinde kendi gibi düşünen biri olmadığında sabki böyle biri aslâ yokmuş gibi hissediyor. Ama varmış! Bu beni çok garip ve değişik hissettirdi.
    (Eğer görür ve ulaşmak isterseniz: @umayingo)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir