Bizim gibi başörtüsü esaretinden kurtulmak isteyenlerin ne bir günü ne bir miladı var.

Merhaba. Aylar önce buraya içimi dökmüş, başörtümü çıkarmak istediğimi söylemiştim. Benim için birçok açıdan zor oldu ama başardım. Eylül’de bunu başardım ve yaklaşık beş aydır özgürüm. Bu sürecin benim için en zor yanı kendi içimde yaptığım şeyin sorgulamasını bitirebilmekti. Çünkü başörtüsü takmak istemiyordum ama Allah’a inanıyordum. Uzun süre araştırdıktan sonra Arapların bugün bile yaşadıkları coğrafyanın cehennem gibi sıcak olmasından dolayı kadın olsun erkek olsun başlarını örttüğünü fark ettim. Başörtüsü ile ilgili ayet ise kadınların başörtüleriyle dekoltelerini örtmelerini söylüyordu. Yani “Saçınızı örtün, başörtüsü takın” demiyordu. Bu sayede başörtüsünün Arap kültürünün bir parçası olduğuna ve atalarımızın Arap kültürüne ait birçok şeyi İslam’mış gibi kabul ederken -çok eşlilik, recm cezası vesaire- başörtüsünü de İslam’ın bir parçası gibi kabul ettiklerini anladım.

Ayrıca benim inandığım Allah sırf beni saçımı gösterdim diye cehennemde yakmayacak kadar şefkatliydi. Bu yüzden iş, birçok kadının bu konuda karşısında ilk engel olan kuruma yani aile ile konuşma faslına geldi. Annem bir kadın olduğu için birkaç hafta arayla sık tartışmalardan sonra hiç olmazsa benim psikolojimin başörtü meselesi tarafından bozulduğunu anladığı için kararıma saygı duydu. Ama babam sanki ben hamileyim demişim gibi ‘drama king’ pozlarıyla “Beni bitirdin, elbisen mi yok, sana elbise alalım, bugün başını açan yarın başka yerlerini açar” diyerek bana olan sonsuz (!) güvenini gösterdi. Önce duygusal manipülasyon tekniğiyle benim için yaptığı fedakarları anlatıp sonra ne kadar üzüldüğünü söyledi. Manipülasyon işe yaramayınca korkutma faslına geçip cehennemden bahsederek benim yanacağımı ima etti. En sonunda ikna olmadığımı görünce “Yarın bir gün her yerin meydanda gezeceksin” diyerek öfkesini kustu.

Bu aşamada bu süreci yaşayacak olanlara tavsiyem: Sakin olun. Çok zor olduğunu biliyorum ama evdeki en az bir ya da iki kişiyi arkanıza almanız size psikolojik avantaj sağlar. Ben vazgeçmedim, bu konuşmadan birkaç gün sonra onun evde olduğu bir gün annem ve kardeşimle başörtüsüz şekilde dışarıya çıktım. Babam bir ay kadar surat yaptı ama sonra konuşmaya başladı. Ben başörtüsünü çıkarmak istediğimi söylerken “Başörtüsünü çıkarmam gerek, her aynaya baktığımda kendimden nefret ediyorum, mutlu değilim. Psikolojim bozuldu” demiştim. Geçenlerde kot pantolon giydim diye babam “Psikolojin düzeldi mi?” diye alay etti benimle. Benim için “Psikolojim bozuldu” cümlesinin bir alarm olduğunun farkında değil. Depresyonda olduğumun, stres yüzünden sürekli olarak cilt hastalığımın nüks ettiği, okulda uğradığım haksızlığı; paramın ve umudumun hiçbir şeyi başarmaya yetmemesinin bana nasıl hissettirdiğini bilmiyor. Bu yüzden onu umursamıyorum. O da dış kapının mandalları gibi beni anlamak ve sorunlarımı çözmek için değil, bana yeni sorunlar üretmek pahasına beni yargılamak için yaşıyor.

Artık kendim olmak istediğim için bu süreçten geçmek zorunda olmak çok üzücü, sırf bazı gerizekalı atalarımız Arap kültürünü ve İslam dinini birbirinde ayırt edemedi diye 1000 yıl sonra kadınların bir bez parçası tarafından esir alınmaya çalışılması çok kötü. Ataerkil bir toplumda yaşadığımız için kadın olmaktan utanmak zorunda olmamız çok iğrenç.

Ben başörtüsüne karşı değilim, isteyen istediği gibi taksın. Ama onların 28 Şubat’ı var. Her fırsatta gündeme getirip hak kayıplarını önlüyor ve dramlarını canlı tutuyorlar. Bizim gibi başörtüsü esaretinden kurtulmak isteyenlerin ise ne bir günü ne bir miladı var. Ne de bunu bir hak olarak kabul ettirebiliyoruz.

Nihayet ben başarıya ulaştıysam siz de yapabilirsiniz. Sadece sabır ve kararlılık gerekiyor. Bu süreçte arkadaşlarımın beni ne için sevdiklerini de anladım. Beni kendisine benzediğim için seven arkadaşlarım vardı. Onun gibi başörtülü olduğum, muhafazakâr bir ailem olduğu için seviliyordum. Onları hayatımdan ayıkladım ve ayıklamaya devam ediyorum. Umarım hepiniz amaçlarınıza ulaşırsınız. Umarım bu platformda acılarımızı değil, başarılarımız ve mutluluklarımız üzerine konuşacağımız günler gelir. Lütfen umudunuzu kaybetmeyin.

(Görsel: Ji Xin)

Comment (1)

  1. Benim hikayem kimseye benzemiyor sanırım,burada okuyabildiğim hemen herkes çok genç,hatta bir çoğu çocuk yaşta.
    Bense 30yaşında ilk çocuğumu kucağıma aldığımda, annemin “artık anne oldun,çocuğuna güzel örnek ol,kapansan ne güzel olur”demesi üzerine neredeyse hiç düşünmeden bi şal takıp dışarı çıkarak kapandım. O yaşıma kadar kapanmak üzerine pek düşünmemiştim,ailem orta muhafazakar her aile gibi bu isteklerini dile getirirdi ama baskı yapmadılar hiç,bende açık olduğum tüm gençliğim boyunca da fiziksel bir problemim olmadığı halde genelde geniş ve kapalı giyinirdim zaten,hatta kapandığımda çevrem,zaten bi başın açıktı bişey değişmedi demişlerdi.Eşim hiç hoşlanmadı örtünmemden ama zamanla alıştı.Bilmiyorum bundan sonraki 6-7yılım toplumdan kenndimi izole ettiğim ,2bebekle ve şahsi bir çok problemimle görünmez olmak istediğim yıllar olmakta.Başörtüsü benim için ,dinin bir gereğinden ziyade görünmezlik pelerini oldu yani.Sonra yavaş yavaş düşünmeye başladım,kimseyi dini olarak etkilemek istemem ama ,eskiden 1vakiti geçirince üzülen ben ,sanki başörtü takınca namazdan vareste edilmişim gibi namazı neredeyse terketme noktasına geldim,açıkken heryerde başörtüsü taşıyan ben, namazı unuttum.
    İşin daha kötüsü, başörtünün okadar da gerekli olmadığını, hatta kastedilenin bu bile olmadığını düşünmeye başladım.zaten çok açık giyinmeyi hiç bir zaman sevmedim,hiç bir zamanda giymedim, bu yaştan sonra da,beyazları bir hayli artmış saçlarımı birileri beğensin yada güzel olayım diye açmak istemiyorum,bunun gerekli olduğuna inanmadığım için açmak istiyorum.Yine aynı mütevazi giyimimle gezeyim ama inanmadığım bir örtüyü takarak ,sanki 5vakit namazlı, çok iman dolu bir insan görüntüsü vermek riyakarca geliyor.
    Daha çok yazarım ama kısaca tüm bu düşüncelerle, eşimin yanımda olduğu farklı bir şehirde 1gün saçımı açıp dışarı çıktım.yani gerçekten sadece örtümü çıkarıp saçlarımı saldım,tek amacım deneyip ne hissedeceğimi görmekti,belkide kendimi kötü hissedip bu fikirden vazgeçerim, saçmalıyorumdur belkide gibi düşünüyordum.Fakat ne hissettim söyleyeyim,Hiç bir şey! Sadece saçlarımda rüzgarı hissetmek garip geldi, hatta azıcık hoşlandım, ama kötü falan hissetmedim, evet eşimin bana saygısı,etrafta tanıdığım kimsenin olmadığı fikri yardımcı olmuştur ama bende hiç kötü hissetmedim.
    Böyle olması adeta kalbimi kırdı,7yıldır başörtünün adeta bir kimlik olduğu dönemlerde tamamen kendi kararımla taktığım örtünün yokluğunun bende hiç bir duygu hissettirmemesi gerçekten içimi acıttı…
    Evet hala çıkarmadım örtümü,şimdide 7yaşındaki kızımın bu kararımdan etkilenmesinden, onda kişilik bozulmasına yol açmasından korkuyorum.insanlar genelde anne babasının tepkisinden korkuyor,benimde annem muhtemelen bana büyük gönül koyar,zaten aileleri mutlu etmek imkansız gibi birşey,bunu çık takmıyorum kafama,ama işte anne olunca insan evladını düşünüyor,onda olumsuz bir tesir bırakır mıyım diyor..Bir yandan da ölüp gideceğiz,bu kadar düşünmek anlamsız ,ne istiyorsan,ki bu istediğin çok kötü birşey de değilse bırak yap diyor.bilmiyorum belkide görünmezlik pelerinime sandığımdan daha çok alıştım belkide.çıkarınca görüşmeyeceğim yine,birkaç kişinin hakkımda gireceği suizanlar,kötü düşüncelerden korkmak da yersiz,içime dönüp baktığımda hiç bir karşılığı yok başka insanların fikrinin.bakalım hayırlısı…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir