‘Bir imam kızı’ olduğum için başımı örtmek, İmam Hatip’e ve hatta ilahiyata gitmek zorundaydım.

Ben 11 yaşından beri dini baskı gören bir kız çocuğuyum. Şimdi ise 17 yaşındayım ve bu iğrenç şeyler hâlâ devam ediyor. Babam imamdı. Onlara göre ‘bir imam kızı’ olduğum için başımı örtmek, İmam Hatip’e ve hatta ilahiyata gitmek zorundaydım. Eh, böyle de oldu. Ağlaya ağlaya gittiğim bu baskıcı, yobaz lisenin şimdi son senesindeyim. Çetrefilli geçen yıllarımın ardından dini konular hakkında algılarım açıldı. Sorgulayan bir genç oldum. Semavi dinlerin birbirinden farksız olduğunu ve hepsinin kadınlara karşı baskı kurduğunu anladım. Bu, bağlı olduğum ideolojiden beni uzaklaştıran bir meseleydi. Bazen nefret besledim. Nefret beslediğim için, sorguladığım için manevi anlamda çok huzursuzdum. İmam Hatip’teki arkadaşlarıma kendimi açtım, yer yer tartıştım. Savundukları şey kendi özgürlüklerine engel oluyordu, ayrıca saçmaydı da. İslam’ı yanlış anlayan ben miydim yoksa? Müslümanlar İslam’ın güzelliklerinden bahseder. Ben henüz o güzelliği göremedim. Uzun bir süre kendi kendime düşündüm. Belki de benim huzurumu bozan şey başımdaki örtüydü.

Başörtülü geçirdiğim 6 senenin ardından kendimi aileme açarak bundan çıkmak istediğimi açıkladım. Babam “Bizde zorlama olmaz” deyip buna sıcak baktı ve ben de başörtüsünden kurtuldum. İyi hissediyordum, saçlarıma rüzgâr giriyordu ve rahattım. Ben böyleyken rahatsam tanrı neden benim rahatıma engel olmak istemişti, neden erkeklerin rahatını bozan şeyleri farz kılmamıştı? Ah doğru, bu bir sınavdı. Kadınların sınavı… Her neyse.

Mutluluğum kısa sürdü. Annem beni tehdit ederek küfürler ederek zorla kapatmıştı. Çok fazla ağladım, ailemden nefret ettim. Başka bir zaman açılmak istediğimi yineledim. Bu söylediğim onları çok kırmış olacak ki annem beni dövdü. Üniversiteye göndermemekle tehdit etti. Beni durduran şey de buydu. Özgürlüğüm tamamen tehlike altına girecekti. Böyle şeyler devam ettikçe her şeyi saçma bulmaya başladım. Bu paradokstan çıkamadım. Artık bu örtüyü nefret ede ede takıyorum. İslam’a asla sıcak bakamıyorum.

Şimdiyse dedem ve anneannem 3 senenin ardından Türkiye’ye geldi. Benim kız kardeşim henüz 13 yaşında, onunla ilgili “Bu kız neden hâlâ kapanmadı?” diye anneme ve babama kızıyorlar. Büyük ihtimalle onun sonu da benimki gibi olacak. Elimden bir şey gelmemesi canımı yakıyor. Bizi bunlara zorladıkları için ailemden ve onları yetiştiren ailelerinden de nefret ediyorum. Umarım benim gibi baskı gören tüm kadınlar özgür olur.

(Görsel: Domenico Grenci)

Comment (1)

  1. neyseki 17 yaşındasın. bana kalırsa şimdilik ailene ayak uydur. ben de bi kaç gün sonra üniversite sınavına gireceğim ve uzak bir yere gidersem orada istediğim gibi olacağım. bana göre sen de bunu yapmalısın ki eğitim hayatını engellemesinler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir