Dışarıdan bakan herkes zorla kapatıldığıma kalıbını basabilirdi

Bu siteyi uzun süredir takip ediyorum ve sanırım buradaki güzel kardeşlerimin mektuplarını okudukça yalnız olmadığımı farkettim ve ister istemez daha çok cesaretlendim. Hepiniz gibi ben de erken yaşta kapatıldım. O metrekarelik kuması başıma ilk örttüğümde 5. sınıftaydım aşırı muhafazakâr bir aileyi bırakın fazlaca muhafazakar bir sülalem vardı. 5. sınıftayken sınıfa ilk girdiğimde bi çocuğun yanına oturmuştum ve taktir edersiniz ki sınıftaki tek kapalı bendim. Geldiğim ilk ders çocuk tarafından zorbalığa uğradım. Bana ne için ‘çarşaflı’ olduğumu söyleyerek ders boyunca gülmüştü. Pek haksız da sayılır mıydı bilmem. Masum yüzümün içinde o örtüyle babaanneden pek bir farkım yoktu. Henüz 11 yaşında olmama rağmen o gün büyük bir cesaretle okulda lavaboya gidip örtüyü çıkarıp sınıfa geri gitmiştim. Üstelik kimse de bir şey diyememişti. Eve geldiğimdeyse anneme sıcağa dayanamadığımı ve bu sene istemediğimi söyledim. Biraz kızsa da bir şey demedi.

Oysa o gün farkındayım omzuma ne kadar ağır bir yük bindirileceğini. 6. sınıfa kadar yaz tatilinde full açıktım ve çok mutluydum, özgüvenliydim. Saçlarımı çok severdim. Okullar başlayınca annem bana ‘bu sene takacaksın artık gecen seneki gibi yok’ demişti ve ne komiktir ben kapandıktan 5 yıl sonra regl oldum ve kapanırken niye örtündüğüme dair en ufak bir fikrim yoktu. Bir şekilde bana o örtüyü sevdirmişlerdi. 8. sınıfa kadar aklımda en ufak bir açılma dürtüsü yoktu. Ne zaman ki liseye geçtim kendi farkındalığımın ve bilincimin farkına vardım. Mensup olduğum dini sorguladım. 9. sınıf zaten online dersti ve bu mevzu beni fazla rahatsız etmiyordu ancak 10. Sınıftan sonra o kınadığım kızların yerinde olmayı ne kadar istediğimi farkettim. Ne için kınadığımı soracak olursanız annem tarafından açık kadınların ne kadar ahlaksız olduğu, ibadetlerinin kabul olunmayacağı, o saçlarının uçlarına cehennemde yılanlar dolanacağı masalları anlatılıyordu. Başkasının yerini istiyordum. Çünkü bulunduğum konumla benzeşmiyordu benim iç dünyam.

Tanrının varlığından emin bile değilken örtüyü takıp namaz kılmam(?) beni fazlasıyla huzursuz ediyordu. Şu anda 12. sınıfım ve sınava hazırlanıyorum ve aileme bu konu hakkında tek bir kelime dahi edememiş olmam canımı çok sıkıyor. Babam sürekli giyimime karışıyor. Bol pantolonlar giysem de kısa bluzlar, gömlekler giymem makyaj yapmam boynumun açık olması… Tüm bunlar yine bi çelişki oluşturuyor. Tesettür dediğimiz şey bu muydu? Dışarıdan bakan herkes zorla kapatıldığıma kalıbını basabilirdi. Gerçekten ben bu değilim. Dış görünüşüne ve güzelliğine biraz takıntılı bir insanım. Bu yüzden açılacağımı anneme söylersem kesinlikle bu yüzden olduğunu düşünecek. Şimdiden yiyeceğim hakaretleri düşünemiyorum bile. Kendileri çok iyi birer anne baba olduğunu düşünüyorlar. Ancak annem elaleme benim kızımın hiç sevgilisi olmadı, olmaz da diye anlatarak namusumu onların gözünde garanti ediyor ama bilmiyor ki tam 3 ilişkim oldu. Kendisi çok baskıcı ve şiddetin olduğu bir ailede büyüdüğü için benim de bu usulde yetiştirdi. Ben onun gibi olmayacağım.

Açılmak istediğimi şu an 1 arkadaşım bir de sizler biliyorsunuz. Arkadaşım her şekilde yanımda olacağını söyledi. Ondan ve sizden başka kimsem yok. Baya konuştuk bu konu hakkında. Bir akşam onunla ilk kez açık dışarı çıkacağım çok büyük bir risk. Belki düşüncesi bile beni heyecanlandırıyor. Eski özgüvenime kavuşacağım, kafamdaki çelişkileri bitireceğim günü dört gözle bekliyorum ve sizlerin fikirlerini merak ediyorum. Sizce onlarla konuşmalı mıyım yoksa direkt üniversitede açılmalı mıyım? Konuşursam babamın üniversiteye göndermeme riski var. Diğer türlü de bilemiyorum… Benden sadece bir yaş küçük kız kardeşim var. Gecen sene yine evde benim kıyafetlerim yüzünden tartışma çıktığı zaman ona açılmak istediğimi söylemiştim ve bir anda aptal gibi karşımda ağlamaya başladı. Kendisi annemlere çok düşkün ve o da tesettürlü. Bana ondan destek çıkmaz biliyorum. Bu yüzden sizlere ihtiyacım var…

Comment (1)

  1. Merhabalar. Umarım iyisindir, gerçi ne kadar iyi olabilirsin ki bu durumda. Seni o kadar iyi anlıyorum ki. Sana tavsiye verecek konumda değilim, zira ben de aynı sorunlarla boğuşuyorum. Sadece başaracağına inan. Bir gün buraya “başardım” başlıklı mektup yazacağına eminim. Seni çok seviyorum, sevgiyle kal.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir