Sanki başörtüsünü takınca farklı bir frekansa geçiyordum

Merhaba. Söze insan bazen nasıl başlar bilemiyorum. Söylemediğimiz her şey, içimiz de tuttuğumuz her şey ruhumuza koca bir dağ gibi yıkılıyor. Yıkıntının altında kalmak sorun değil aslında, yıkıntının altındayken sizi kurtaracak bir el olmaması sorun. Sanırım böyle hissediyorum ama uzun zamandır da hissedemiyorum. Kendimi burada yazılan her şeyden ,aynı durumu yaşasam da, bağımsız olarak görüyorum, aynı zamanda da sizleri. Çünkü herkes farklıdır, biliyorum.

Ben küçükken süslü giyinmeyi çok seven bir kızdım, üçüncü sınıfta öyle çok şort giymek istedim, öyle çok istedim ki asla annem almadı, asla. Beşinci sınıfta dar pantolon giymek istedim diye annem pantolonumu makasla kesti mesela. Annemin bunları ben küçüklükten alışmayayım ve cehennemde yanmayayım diye, iyiliğim için, saf sevgiyle yaptığını bilsem de sonuç olarak bu çok yanlış bir durumdu. Yaşım ilerledikçe büyüdüm, dördüncü sınıfta kapandım özenerek ablama. Sonra açıldım, küçüktüm diye annem hiçbir şey demedi. Sonra altıncı sınıfın sonlarında regl oldum. Yedinci sınıfa geçiyordum. Regl olmuştum, genç kız olmuştum, kapanmam gerekti artık. Biz de regl olan kızlar çok geçmeden kapanırdı yoksa kız büyüdükçe alışır ve kapanmaz diye küçüklükten alıştırırdı ve annem hep söylerdi “büyüyünce artık ortama alışıyorsunuz, şimdiden kapanın, alışın,” diye. Ben de o zaman çok bilinçsizce ve doğru karar verip vermediğimi bilerek örtündüm.

O gün annemi denedim, anne ben kapanmak istemiyorum dedim, annem “Ne demek kapanmak istemiyorsun?” dedi ve öyle bir bakış attı ki hala unutamıyorum o bakışı. Başörtüsünü kafama taktı ve beni o şekilde okula gönderdi. Ondan önceki günde, ben örtünmek istemiyorum dediğimde, bu başörtüsünü ütüleyeceğim ve sen de örtüp gideceksin, dedi. Annem hep iyiliğimizi düşünen, muhafazakar, iyiliğimizi düşünse bile bunu yanlış yollardan yapan bir kadındı. Çok evhamlıydı. Başörtüsü takarken bile boynumun gözükmesine, saçımın önden gözükmesine çok kızardı.

Evet doğru değildi ama örtünmek de istemiyordum işte. İçimdeki kızla, dışımdaki kızın arasında dünyalar kadar fark vardı. Sanki başörtüsünü takınca farklı bir frekansa geçiyordum. Başörtü kullanırken aşırı güzel tarzlar kullanan, giyinen kızlar vardı. O şekilde bazen gizli giyinirdim, evden çıkardım ve öyle giyinince bir nebze olsun rahatlardım ama ben örtü kullanmak istemediğim için de içimde hep bir ukde vardı. Bir gün anneme bunu söyledim, annem kabullenemedi ve ben bunu kendime yediremem dedi. Seni asla girdiğim ortamlara götürmem dedi, bunu kabullenemem dedi, baban kalp krizi geçirir, ben hasta olurum, üzülürüm ve kanser olurum dedi. Ben bunların sadece manipüle olduğunu biliyordum. Bu yüzden çok üzülsem de düşünmemeyi ve kafama takmamayı denedim. Sonra babamla konuştuk. O zamana kadar neler neler oldu. Ablam şallarımı sakladı, takmayacaksın, dedi; dışarı açık çık, dedi.

Desteklemiş gibi yapsa da annem ve babam üzülmesin, iki taraf da bir şekilde alışsın diye konuyu bu şekilde kapatmaya çalıştı. Babama da açılmak istediğimi söyledi. O gece, annem yaşadığımız onca şeyden ve onca konuşmadan sonra, onca ağlamadan sonra, (annem kendini odaya kilitleyip ağlıyordu) artık az da olsa alışmışa benziyordu. Eğer babam beni desteklese, hatta desteklemese ama saygı duyup bana bıraksa bile açılacaktım ve şu an bu duruma alışmış olacaklardı.
Babam o gece öyle saçma bir konuşma yaptı ki, sanki başörtüsü takmayanlar sonsuza dek cehenneme gidecekmiş, dinle pek alakası yokmuş gibi, ben ayeti inkar ediyormuşum gibi konuşmalar yaptı. Babam o kadar üzüldü ki, ikinci darbeyi de ondan yemiştim. Sonunda bir gün, yani o günün sabahı evden çıkacaktım. Ya açık çıkacaktım ya kapalı… Onları öyle görmeye dayanamadım. 

Bir yılda yaşamadığım şeyi bir ay da yaşamıştım, yorulmuştum. Her zamankinden çok daha cesurdum hatta. Pasif biri olmama rağmen. Benim arkamda sadece teyzem durdu. O olaydan sonra annemler barışmak için elinden geleni yaptı ama sonra bana yüzsüz, arsız muamelesi yaptılar. Affetmemişim onları diye. Şimdi yine başörtü takarken beni zorluyorlar. İspanyol paça giydiğimde üzeri dar diye uzun tunikler giydiriyorlar, başörtümü istediğim modelde takmama izin vermiyorlar. Kıyafet dolabımda güzel tesettür ürünleri bile yok, kapalıyken bile baskı yapıyorlar. Uzun olmak zorunda her şeyim… Artık yoruldum ama bir gün bunu yapacağım ve sadece onlara söyleyeceğim. Tek korktuğum, üzüntüden hasta olmaları…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir