Başörtümü çıkarmak istediğimi söyleyene kadar okumamı isteyen bir insandı.

Öncelikle merhaba. Bu sayfayı, 2 gün önce aileme başörtümü çıkartmak istediğimi söylediğim için internette araştırmalar yaparken keşfettim. Yalnız olmadığımı bilmek beni o kadar mutlu etti ki… Bugün (23 Temmuz) benim doğum günüm. Artık 19 yaşındayım. Ailemin istediklerini yaparak geçirdiğim koskoca 19 yıl, geride kaldı. Uzatmadan hikâyemi anlatmak istiyorum.

Muhafazakâr bir ailede büyüdüm. Yani dışarıdan bakıldığında muhafazakâr görünen bir ailede. Annem ve babam 2 yıl önceye kadar 5 vakit namazlarını kılmazdı bile. 11-12 yaşlarına geldiğimde annem “Artık büyüdün, başını örtmen gerekiyor” dedi. Henüz regl bile olmamıştım. Hiç istemedim ama itiraz edemeyecek kadar küçüktüm. Yine de söz dinlemedim. “Okulda örtmek istemiyorum” dedim. “Okula gidene kadar ört, okulda açarsın” derdi annem. O yaşta bile “Ne anlamı var ki bunun” derdim içimden. Kış mevsiminde annem saçlarımı şapkanın içine sokar, iyice kapatırdı. Binanın dışına çıktıktan sonra saçlarımı içinden çıkarır, şapkayı da düzgün takardım. 8. sınıfa kadar bu böyle devam etti.

Benden 3 yaş küçük bir kız kardeşim var. Bana göre her zaman daha itaatkârdı. Onu İmam Hatip ortaokuluna gönderdiler. Ondan sonra asıl işkencem başladı. Liseye başlayacağım yaz, ailem “Küçük kardeşin bile başını örtüyor, sen utanmıyor musun” demeye başladı. İtiraz edemedim, etmedim. Keşke o zaman itiraz etseydim.

Lise kaydına ağlaya ağlaya gittim. Ortaokulda derslerim çok iyiydi, hep örnek bir öğrenciydim. Lise öyle olmadı. İçime kapandım, depresif bir ruh haline büründüm. Zamanla alıştım ama. Üniversite sınavına girdiğim ilk sene, tercih yapmadım. İstemedim. Bir sebebi varmış, yeni anladım. Sadece başörtüsü değildi sorun. Giydiğim kıyafetten tutun, benden 4 yaş küçük erkek kuzenimle odada yalnız film izlememize bile laf ediliyordu. Bu sene artık dayanamadım. Ne yaparsam yapayım, asla onlar için yeterince iyi değildim.

İlk önce en yakın arkadaşımla konuştum. Yıllardır kendime bile itiraf edemediğim şeyi, ona itiraf ettim. Neyse ki beni anladı, destek oldu. Sonra kız kardeşimle konuştum. Öğrendim ki o da benimle aynı hisleri paylaşıyormuş. Sonra annemle, 2 gün önce de babamla konuştum. İlk söylediği şeyler “Bize ters” ve “Ben istemiyorum” oldu.

Şu konuda şanslıyım ki, babam bize hiçbir zaman şiddet uygulamadı. Bu konuşmayı yaparken de bana bağırmadı, kızmadı. Ama istemediğini net bir şekilde bize söyledi. Her zaman babasına düşkün bir çocuktum. 2 gündür babamla konuşmuyoruz. Annem, aynı evin içinde olmamıza rağmen telefonuma ayet ve hadis içerikli mesajlar gönderiyor. Babam “Okumana gerek yok, okumak zorunda değilsin” dedi. Başörtümü çıkarmak istediğimi söyleyene kadar okumamı isteyen bir insandı. “Evlenince istediğini yaparsın” diyerek de konuşmayı bitirdi. Beni en çok üzen de bu. Sorumluluğun onlardan çıkıp kocama geçtiğini düşündüklerinde, ne yapacağımı umursamamaları.

Eğer bu konuyu ailemle çözemezsem, bu sene üniversiteye gittiğimde kendim yapmak istiyorum. Ama kolay değil. Ekonomik bağımsızlığımı kazanmam gerek ve arkamda duran bir ailem olmayacak. Keşke doğum günümde bunları yazıyor olmasaydım.

Son olarak babamla konuşmamızdan bir kesit paylaşmak istiyorum:
-Baba, Kur’an’ın Türkçe mealini baştan sona okudum. Bunu açıkça belirten bir ayet yok. Sen okudun mu?
-Hayır. Ama bize ters. Sen gençsin; şimdi mini etek giymek, denize bikiniyle gitmek de istersin.

(Görsel: Philip Pearlstein)

Comment (1)

  1. Havva Nur

    Seninle çok benzer durumları yaşıyorum ve konuşmayı çok isterim eğer bu yorumu görürsen bana şu mail hesabından ulaşırmısın sana numaramı atarım biraz konuşuruz. [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir