İçimde engelleyemediğim bir şekilde ailemi hayal kırıklığına uğratmanın burukluğu olsa da özgürüm.

Merhaba, ben 17 yaşındayım. 11 yaşında doğru olanın bu olduğunu, aksinin mümkün dahi olmadığını düşündüğüm için kapanmıştım. Ailem çok dindar; babam kendini dinine adamış biri, annem de onun sözünden çıkmaz. Bana çocukluğumdan beri hep İslam’ın tek doğru olduğu öğretildi. Kur’an kurslarına gittim. Ortaokulum ve lisem İmam Hatip; seçme şansım olmadı, sormadılar. Sorsalar da aynısı olurdu muhtemelen, çünkü ben de onlar gibiydim. Ama yalnızca bir çocuktum ve ne düşündüğümün pek de farkında değildim.

15 yaşıma geldiğimde bir şeylerin bana uymadığını fark etmeye başladım, dinden yavaş yavaş uzaklaşıyordum. 16 yaşımda saçlarımı açmak istediğime karar verdim. Aileme hiçbir şey söyleyemedim, içimde tutmak istedim; en azından liseden mezun olana kadar. Fakat bu yük o kadar ağırdı ki tutamadım ve 1 yıl sonra anneme kendimi açtım. Annem sinirlendi, üzüldü, ağladı, bağırdı… “Aklından bile geçirme” dedi ve tabii ki akşam babam eve gelince ona da şikâyet edildim. Babam beni karşısına aldı ve tam 2 saat konuştu. Dini anlattı, tam 2 yıldır İmam Hatip’te okuyan bana. Zaten bildiğim ama kabul etmediğim şeyleri tekrar tekrar söyledi. “Biz bunu hak edecek ne yaptık? Nerede yanlış yaptık? Sen neden böyle oldun?” deyip durdu. Neyi hak edecek ne yapmışlardı? Ben ne yapmıştım ki? Yalnızca saçlarımı açmak istemiştim, rahatça dışarı çıkabilmek istemiştim. Daha sonraki günlerde birkaç kez daha bu uzun konuşmalar yapıldı ama sonrasında beni rahat bıraktılar. Hiçbir şey olmamış gibi davranırlarsa unutup kabulleneceğimi düşündüler ama asla öyle olmadı. Başıma o örtüyü dolayıp çıktığım her gün iğrenç hissettim; yalancı, ikiyüzlü, çirkin… Aileme sürekli yalan söylüyordum, beni tanımıyorlardı bile. Siyasi konularda, dini konularda, özel hayatım hakkında, toplumsal meselelerde… Hayatım yalandı. Kendimi iğrenç hissediyor ve bir an önce üniversite kazanıp gitmeye bakıyordum.

Sonunda, 1 yıl sonra şehir dışındaki çok istediğim bir okulu kazandım. Evden ayrıldım. Yurtta kalırken başımdaki örtü bana çok ağır gelmeye başladı. Bir an önce açılmak istiyor ama aileme nasıl haber vereceğimi bilemiyordum. Onlardan gizli hareket etmeyi de istemiyordum. Bir gün 10 dakikalığına dışarı açık çıktım ve inanın ki hayatımın en güzel 10 dakikası oydu. Saçlarıma değen rüzgârın hissini hâlâ hatırlıyorum. O zaman kesin karar verdim, ne olursa olsun ben bu hafta açılacaktım ve ailemi arayıp onlarla konuşacaktım. Bu benim hayatımdı, yaşamayı daha fazla geciktiremezdim. İslam benden 18 yıl çalmıştı. Cesaretimi toplayıp annemi aradım. Onunla konuşurken sesimin ve ellerimin nasıl titrediğini hâlâ hatırlıyorum. Bu sefer annem sakin kalabildi, en azından önceki sefere göre. Zaten bunu beklediklerini söyledi. Benim için üzüldüklerini ama ellerinden bir şey gelmeyeceğini söyledi. Ona beni en çok zorlayan düşünceyi de açtım ağlayarak: “Sanki istediğiniz gibi olmazsam beni sevmeyecekmişsiniz gibi hissediyorum” dedim. “Öyle şeyler düşünme” dedi, “sen bizim kızımızsın, canımızsın” dedi. 2 yıldır duymayı beklediğim cümle buydu. Keşke bunu bana öyle hissettirmeden önce söyleselerdi. Sanırım aradan geçen 1 yıl onların yavaş yavaş durumu kabullenmesini sağlamıştı. “Akşam babanla konuşup seni ararız” dedi ve ben beklemeye başladım. Günler geçti, aramadılar. Ben o sırada dışarıya hep saçlarım açık çıktım. Kendime yeni kazaklar aldım, saçlarımı kestirdim. İstediğim gibiydim artık, mutluydum.

En sonunda babam beni aradı ve kısa bir dini konuşmanın ardından “Biz senin yanındayız, ihtiyacın olursa haber ver” diyerek kapattı. O an çok mutlu oldum. Zaten dışarıya açık çıkabiliyordum ama ailemin kabullenmesi beni rahatlattı. İçimde engelleyemediğim bir şekilde ailemi hayal kırıklığına uğratmanın burukluğu olsa da özgürüm. İstediğim gibi dışarı çıkabiliyorum. İnanmadığım bir şeyin temsilini üzerimde taşımak zorunda değilim. Çok mutluyum. Ailem böyle karşıladığı için nispeten şanslıyım ama benim gibi olmayan kız kardeşlerimin varlığının farkındayım ve inanıyorum ki hepimiz bu zor durumları atlatıp özgür olmayı başarabiliriz. Biz çok güçlü kadınlarız. Güçlü olmak zorunda bırakılmış kadınlarız ve başaracağız.

(Görsel: Charles Clos Olsommer)

Comment (1)

  1. Merhaba seninle iletişime geçmek isterim. Bende sana benzer bir hayat yaşıyorum tabi üniversite sınavı yılım bu yıl. Umarım seneye de sana benzerim 😀 Eğer sende istersen huhmynameiswhat Instagram hesabım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir