Kategori: Uncategorized

‘Örtü seni kısıtlamaz’ mevzusuna girmeyin.

Lise 9. sınıfta, 14 yaşında örtmüştüm başımı. Ama sormayın nedenini, yaptım ve bilmiyorum. Annem sevindi. Sonra kavradım ne yaptığımı. Kafamdaki örtü zamanla beni kısıtlamaya başladı. Bakın, ‘Örtü seni kısıtlamaz’ mevzusuna girmeyin. Sevmediğiniz bir şeyi sürdürmek zorunda kalsanız siz de kısıtlı hissedersiniz. Tam tersini yapmak, örtmek…

Eski fotoğraflarıma bakıp eski karakterimi hatırlamaya çalışıyorum.

Ben zorla kapanmadım. Babam çok hoşgörülü ve yardımsever bir insan. Çanakkaleliyiz ve bizim ailedeki İslam anlayışı Anadolu’dakinden çok farklıydı. Ben asla dışarı çıktığım saate, gittiğim yerlere, konuştuğum erkeklere, izlediğim dizilere karışılan bir ortamda yetişmedim. Sevdiğim çocukları babama anlatırım ben. Erkek kardeşime de anlatırım. Abim olsa…

Regl olmamak için dua ediyordum.

Bundan tam 8 sene önce tamamen zorla kapatıldım. Hatta puanım Fen lisesine yettiği halde sırf başım kapalı okuyabilmek için zorla İmam Hatip lisesine gönderildim.  O zamanlar işin çok farkında değildim karşı çıkamadım bile, sadece regl olmamak için dua ediyordum. Şimdi durup babamı ve o baskıcı…

Bizimkilerin derdi din, Allah, kitap değil; el alem ne der düşüncesi.

Herkese merhaba. Buradaki tüm yazıları okumuş biri olarak yazacağım lakin nereden başlayacağımı bilmiyorum. Zorla kapatılan binlerce kızdan sadece birisiyim. 16’lı yaşlarımın başında kapandım, henüz 10. sınıfa yeni başlamıştım. Öncesinde neredeyse bir senelik tatlı uyarılar başlamıştı. Kızım artık kapan, zamanın geldi, yavaş yavaş bir yerden başla,…

Annem ve babam, buraya bir mektup bırakıyorum.

Annem ve babam, Buraya bir mektup bırakıyorum, belki yolunuz düşer okursunuz. Belki benim yazdığımı anlar, belki anlamazsınız. En baştan anlatmak istiyorum sizlere derdimi. Çünkü karşınıza geçsem daha cümlem bitmeden bana sesinizi yükseltecek ve laflarımı bana yutturacaksınız, biliyorum. Üzgünüm, verdiğim karardan dönmek istiyorum. Üzgünüm, kendimi kendim…

Özgürlük öyle derin işlemiş ki içime, hâlâ kimsenin bana karışmasına izin vermiyorum.

13 yaşında, Hollanda’da doğup büyümüş bir çocuk idim. Ailem ‘Bu kız Hollanda kültürüne fazla adapte oldu, din iman bilmeyecek, unutacak’ diyerek beni Ankara’da yatılı okula gönderdi. Orta 3 ve liseyi Türkiye’de, Nakşibendi’nin yurdunda kalarak okudum. Etrafım güya dindar insan ile doluydu. Arkadaşlarım, öğretmenlerim örtülüydü; sadece…

Sadece kafama bir örtü geçirmemişim, kendime ait olmayan bir kimliği sahiplenmişim.

Pişmanım… Çocukluğumdan beri tek amacım başkalarının isteklerini tatmin etmek oldu nedense. Övülmediğim sürece değersiz hissediyordum. Bunun için de birçok şey yaptım. Hiç yemek yemeden 14 kilo verdim, geceleri uyumadan ders çalıştım. “Maşallah kızım incecik olmuşsun, kızımız da pek zeki…” Bu kasıntı cümleler bir şekilde beni…

İncecik bez nasıl kilolarca yüktü bana?

13 yaşında ‘kendi isteğimle’ kapandım. Kendi isteğinle kapanmak meselesi birçoğumuzun da yaşadığı gibi kendi rızamızla olsa dahi yaşanılan ailenin ideoloji süzgecinden geçerek omuzlarımıza gelen bir yüktür. Bunu 23 yaşında anlıyorum. Fakat 13 yaşındaki o küçük kız çocuğu halimle bunun farkında olmayarak kapanmak istediğimi aileme bildirdim.…

İnsanlar hayatımla alakalı sadece 5 dakika düşünebilir, ben bu hayatı bir ömür yaşayacağım.

Yıllardan 2011. Lise 2. sınıftayken bir anda kapanmaya karar vermiştim. Kimsenin baskısı olmadan. Annemin sözünü hep hatırlarım; ‘Kapanmaya karar verecek yaşta değilsin, iyi düşün, kendini kısıtlama.’ Ama dinlemedim ve kapanmanın gerekli olduğunu düşündüm, başıma örtümü alarak bir bayram sabahı dışarı çıkmıştım. Mutluydum. Doğunun bir ilinde…

‘Belki bundan sonra beni daha çok severler’ diye 9 yaşında ‘kendi isteğimle’ kapandım.

Aşırı muhafazakâr bir ailede doğdum ve büyüdüm. Ailemde kız çocuğu olarak değer görmediğim, sevilmediğim için ‘Belki bundan sonra beni daha çok severler’ diye 9 yaşında ‘kendi isteğimle’ kapandım. Aslında haklı da çıktım, bana olan tutumları olumlu yönde değişti ama ben büyüdükçe kendimi bedenimin içinde hapsolmuş…

Annemin 30’larında verdiği kararı bize çok küçük yaşımızda dayatması çocukluğumuza mal oldu.

Nereden anlatmaya başlasam bilemiyorum. Benim annem ve babam evlenmeden önce dindar insanlar değillermiş. Annem evlendikten sonra geleneksel olarak saçları görünecek şekilde türban örtmeye başlamış, taa ki bir tarikata mensup olana kadar. Sohbetlere gidiş gelişler sonucu annem baya bir kapanmış, babam istememiş bu şekilde kapanmasını ama…

Ben o baskı gören binlerce kız çocuğundan biriyim.

Merhaba. Ben baskı altındaki binlerce kız çocuğundan sadece bir tanesiyim. Öncelikle 16 yaşındayım ve sanırım yaklaşık 11-12 yaşlarımdan beri kapalıyım. 6. sınıftaydım, arkadaşımla beraber olmak için bir İmam Hatip ortaokuluna gidiyordum. 5. sınıftayken sınıfımdaki açık 3 kişiden biriydim. Daha okuldaki ilk senemden itibaren bütün öğretmenler…

Ailem beni kabul etsin, sevsin diye kapandım.

“Eve almam seni. Kapıya o şekilde gelirsen eve almam.” Saat 02.28 kafamda tek yankılanan annemin bu acımasız sözleri. Sadece ‘Açılırsam ne yaparsın?’ demiştim hâlbuki. Evladı reddetmek bu kadar kolaymış demek. 14 yaşında aile baskısı ve çevresel sebeplerle kapananlardanım ben de. Elin pedofili adamı benden tahrik…

Şalımın uçları sanki birinin elleri ve beni boğuyor.

Bugün keşfettiğim bu sayfa şu zamana kadar aradığım şeydi. Youtube’a, Google’a İngilizce veya Türkçe olarak başını açan insanlarla ilgili aratmadığım kelime kalmamıştı. Fakat Youtube’da karşıma çıkan BBC’nin o haberine tıklamamla buralara geldim. Hikâyeleri okudum ağladım… Şimdi de kendi hikâyemi anlatmak istiyorum. 22 yaşında bir kızım.…

Olduğum gibi görünüyorum, bundan gurur duyuyorum.

20 yaşında kapanmaya karar verdiğimde bu dünyanın çok kötü ve acımasız bir yer olduğunu ve kendimi korumak için tesettüre girmem gerektiğini düşündüm. Kimseye söylemeden bir gecede verdim kararımı. Ailemin üzerimde hiçbir baskısı olmadı. Kapanma konusunda uyarılar alarak büyümedim. Kendi verdiğim bir karar bana çok büyük…

Yargılamasalar bile küçük gözlerle bakıyorlar, sanki delirmişim gibi.

Anneciğimi 10 yaşında kaybettikten sonra ailemden geri kalan kişilerle anlamsızca dine yönlendik. 10 yaşında kapatıldım, kaderimi çizdiler. 12 yaşında kalçam gözükmesin diye deli gibi 30-35 dükkân geziyordum. 6 yıl böyle geçti, kendimi özgüvensiz ve mutsuz hissediyordum. Aynaya bakmıyordum, çıkaramazdım. Lisedeydim ve herkes beni muhafazakâr olarak…

En büyük idolüm Carl Sagan.

Hem agnostik, hem başörtülü! 16 yaşında gençliğinin baharında arkadaşlarıyla aynı sweatshirtü giyip, aynada poz veren, hafif ruj ile okul müdürüne yakalanmadan sınıfa koşan, saçlarını rüzgârda savuran, yağmurda ıslatan biri olmam gerekirken; her sabah otobüse binerken bile utanan, yüzünü yerden kaldıramayan, kendi olamayan, düşüncelerini belirtemeyen ezik…

Babam ”Ne yaparsan senin yanındayım” dedi.

13 yaşında kendi isteğimle başörtüsü taktım. O zamanlar mutluydum ve dini sadece kadınların başörtüsü olarak görüyordum. Liseye geçtiğimde başörtüsü bana zulüm gibi gelmeye başladı ve özgürlüğümün kısıtlandığını hissetmeye başladım. Arkadaşlarımın yaptığı şeyleri yapınca “sen kapalısın” tepkisi ile karşılaşıyordum. 1 yıl kadar düşündüm başımı açmayı ama…

Başımdaki örtüyü üniversiteden mezun olunca kep atan öğrenciler gibi çıkarıp rüzgara bırakacağım.

Gençliğinde her türlü hovardalığı yaşamış, alkolden sokaklarda yıkılıp kalmış ama 30 yaşından sonra bir şekilde tarikata girmiş ve dindarlaşmış bir babanın kızıyım. Bildim bileli babamın sınırları çok keskin. Tarikat toplantılarına hala devam ediyor, 2 erkek kardeşimi de bu yönde, kendi görüşü doğrultusunda yetiştirdi. Kardeşlerimden biri…

Benim için kabus olan bu durumdan sıyrılabildiğim için tarifsiz bi mutlulukla “uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum”.

Fanatik dindar olmayan fakat geleneksel olarak evli kadınların beyaz tülbentli, bekar kızların yazmalı olduğu bi köyde doğdum. Çok başarılı bulunduğum için köyden kente okumaya gönderildim, hem de bi minibüs dolusu erkek öğrenci içinde tek kız olarak. 8.sınıfa geldiğimde ailem beni artık başörtülü okula gitmem konusunda…

Bir cemaate dünyadan habersiz bir kız çocuğunu hapsederken, onun duygularını da hapis edemiyorsunuz.

Ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yok. Kişisel çatışma içerisinde olduğum gibi, her şey de bir çatışma içerisinde yaşamımda. İnsanlar kafamda ne olabileceği hakkında konuşup duruyorlar. Üniversiteye hazırlanma senemdeyim. Sanırım bana en çok yardımcı olan şey, şu ana kadar dinlediğim metal müzikler. 11 yaşında…

17 yaşımda, yeni hayatımın 3. haftasındayım.

Hisleri tamamen aktarmak neredeyse imkânsız. Ama hepimiz çoğunlukla ortak noktalardan geçtik. Bunu düşünüp gerçekten yalnız olmadığımıza inanıp, kendimize güvenmekle başlıyor mücadele. Uzun zamandır buradan hikâyeleri takip ediyor olmama rağmen ilk defa yazmayı düşündüm. Çünkü 6 yılı aşkın olan bu mücadelede kendi kararımı verdim ilk defa.…

Kendi hayatımda kendime yabancıyım.

Merhaba. 17 yaşındayım, lise son sınıf öğrencesiyim ve üniversite sınavına hazırlanıyorum. Muhafazakâr bir aileye sahibim ve küçüklükten bu yana dini eğitim alıyorum. 13 yaşında kapandım, 4 yıldır da örtünüyorum. Kapanmaya karar verdiğim zaman bunu kendi isteğim doğrultusunda gerçekleştirdiğimi düşünmüştüm; elbette bir gün kapanacaktım ve erken…

Beni kabul etmeyen bir insanı mutlu etmek için benliğimi çiğniyorum.

Bulunduğum kalıp; düşüncelerim, ruhum ve tüm benliğimden öteydi. Dışarı vurmamak için çabaladığım her an taşırıyordum. 14 yaşımda kapanmıştım. Ben daha çok küçükken empoze edilen kapalılık, daha 12 sularımda pantolon üzeri uzun tuniklerle başladı. 7. sınıfta kapalıydım. Okulda açık, dışarıda fazlasıyla dindar bir görüntüm vardı. Beni…

Erkeklerin tahrik olmasını durdurmak için kadınlara nasıl giyinmesi gerektiğini söyleyen dinlere de Tanrı’ya da inanmıyorum.

Bu henüz bir başarı öyküsü değil. Muhafazakar bir ailenin 3. çocuğu ve tek kızı olarak dünyaya geldim. Karadenizli ailem doğduğum andan beri bana dini öğretti, hep bir gün başımı kapatacağım imalarında bulunuyorlardı ki daha küçücük çocukken “Sen de başını kapatacaksın değil mi bir gün” dediklerinde…

Kitaplıktaki tüm dini kitapları okudum, fakat kafam daha da karıştı. Yanlış olan bir şey vardı.

Herkese merhaba. Ben kendini bildim bileli başını kapatıp 20 yaşında açan birisiyim. Öncelikle ailemi anlatayım. Babam üniversite mezunu ve çağdaş görünümlü bir baba gibi görünen, ama aslında her şeyimize karışan birisi. Annem ilkokul mezunu ve babamın ona çektirdiklerini anlayamayacak kadar zayıf (babamdan 12 yaş küçük…

Eteğim hafiften dalgalanırken, tadını çıkaracağım özgürlüğün.

Nereden başlayacağımı bilmiyorum… Böyle bir platformu daha önce keşfetmeliydim.. Herkesin yazdıklarını okudum, defalarca okudum ve ağladım. 5 kız kardeşiz, ben üçüncüyüm. Ablamların başörtüsü baskısıyla büyüdüğünü gördüm. En büyük ablamın başörtüsü yasağı bahanesiyle başörtüsünü örtmediğini ama üniversiteye geçince menzil tarikatına katılarak okuduğu İngilizce bölümü terkedip Arapça’ya…

Hala türbanlı biriyim ama yaklaşık 1 senedir ateistim.

Benim hikayem gerçekten çok ilginç, hala türbanlı biriyim ama yaklaşık 1 senedir ateistim. Aslında durum şu şekilde başlıyor; muhafazakar bir ailede yaşıyorum ve etrafımda akrabalarımın neredeyse hepsi türbanlı, ben küçük yaşlarımdan itibaren Kur’an kursuna gönderilen bir çocuktum, şahsen isteyerek gidiyordum, çünkü inanıyordum. 2 sene hafızlık…

Sevdiğim içimdeki kadına dönüştüm.

Merhabalar, öncelikle bir tesadüf idi bu sayfayla karşılaşmam, çünkü yaptıklarımı destekleyen bir sayfa. Yalnız olmadığımı gördüm. Daha bir ay oldu açılalı belki. Açılmak “ülke meselesi” olmamalı ama muhafazakar bir ailenin çocuğu iseniz elbette öyle olacak. Babam bilinçsiz bir şekilde şiddetle örtü beni ve ablamı, lakin…

Kafası karışık olanlar hep çocuklar olmuyor, anne babaların içinde de bir şeyleri sorgulayanlar var.

Kapanma hikayem buradaki anlatılanlardan çok farklı değil. Kapanma hikayeleri zaten çok bilindiktir, sıra dışı kapanma örnekleri çok azdır. Ben ailemden dolayı bir gün kapanacağı belli olan çocuklardandım ve şaşırtıcı da olmadı, zamanı geldiğinde bana da çocuk yaşta kadın muamelesi yapıldı. Ailemin de kafasının biraz karışık…

Bir bedende iki ayrı ruhum ancak hangisi en çok “ben”, bir tek ben biliyorum.

Mahalle kültürünün içinde büyüdüm ben. Hani böyle akşamları apartman kapılarının önünde annelerin çekirdek çitlediği, çocukların saklambaç oynadığı, futbol oynayan erkek çocukların cam kırdığı, bisikleti olmayanın olandan bir tur istediği; samimi, kavala kurabiyesinin bademi tadında, bir o kadar da dedikodusu hiç bitmeyen bir Söğüt Sokak’ta. Erkeklerin…

Bana öğretilen yobazlığı reddediyorum.

Prangalarımdan kurtuldum, nefes alıyorum. Buradaki birçok kişi gibi, ben de muhafazakâr bir ailede dünyaya geldim. İlkokulda başörtüsü baskıları başladı. Ortaokulun yaz tatillerinde yatılı Kuran kurslarına gönderiliyordum ve alışmak için gidip gelirken bile zorla başörtüsü takıyordum. Bir gün hediye gelen bir askılı elbiseyi giyindim diye annemden…

Ailemin çağdaş ve idealist insanların olduğu semtten kaçarcasına Başakşehir’e yerleşmek isteme sebebi benim kapanmamdı.

Bu benim aslında yıllar önce yapmamam gereken bir hatanın kurbanı olma hikayem. 20 yaşında İstanbul’da yaşayan bir kadınım. Evet ‘kadınım’, başörtülü olmam ilişkiye girmemi engellemedi… Annem 28 Şubat döneminde babası bir subay, annesi ise dindar bir Anadolu kadını olan; kendi çapında annesinden öğrendiği ve İmam…

Benim düşündüğüm şeyler başörtüsüne sığmayacak özgürlükte şeylerdi.

Öncelikle merhaba, böyle bir platformun kurulduğunu ve benim gibi insanların olduğunu görmek beni çok duygulandırdı. Yazılan şeyleri okuduğumda sanki o günleri tekrardan yaşamışım gibi ağladım. Ben de kapandığımda lise 1’e gidiyordum, ailem aşırı dindar değildi, ama ailedeki tüm kadınlar kapalıydı; gelenek gibi bir şeydi. Küçüklüğümden…

Hem ilahiyat okuyup hem agnostik olmak çok zor.

Öncelikle böyle bir platformun olduğunu söyleyen canım arkadaşıma teşekkür ederim. Ben buradaki çoğu insandan farklı olarak kendi irademle lise sonda kapandım. O zamanlar bunu neden yaptığımı bilmezdim. Bir anda içimden böyle yapmak geldi ve yaptım. Sonrasında gelen övgüler de egomu tatmin etmişti. Sonrasında istemeyerek ilahiyat…

Aslında kendi kendimi bitiren ben olmuştum.

Babam ve annem seküler bir yapıya sahiplerdi. Küçükken Kuran kursuna giderdim ve bundan zevk alırdım, mutlu olurdum. Büyüdükçe ve Kuran okumayı çok iyi öğrendikçe ailem illa gitmem için baskı uygulamadı ve güzel yaz tatilleri geçirdim. Annem de açıktı. Babam askerdi, Atatürk’ün ilkeleriyle yolunu çizmiş bir…

Ne olur saçlarıma rüzgarın değmesine izin ver.

Nasıl başlasam bilemiyorum. 20 yaşında bipolar hastası bir kadın olarak yazıyorum sizlere buradan. Yaş 13. “O saçları kapatacaksın artık akıl bağil oldun, kaşar olmana izin vermeyeceğiz!”. İşte benim hikâyem bu cümle ile başladı. Ailem çok muhafazakâr insanlar değillerdi. Fakat gelenek görenek oldukça önemliydi onlar için.…

Regl, hayat boyu taşınacak bir kararı bir günde kız çocuğuna nasıl yükler?

Merhaba, bu platformdan yeni haberdar oldum. Kendi içimde binlerce çelişkiyle boğuştuğum halde bunu paylaşabildiğim sınırlı sayıda kıymetli arkadaşlarımdan biri vasıtasıyla. ‘Senin gibi insanlar var’ dedi. Henüz fazla okumadım; okudukça duygulanıyorum, yazan her satırı hissedebilmek biraz ağır geliyor. Ancak yalnız olmadığımı hissedeceğim bir platform bulmuş olmak…

Hiç değilse artık bir tarafa ait olacaktım ve giydiklerimi sorgulamayacaklardı.

Maalesef benim yazacaklarım bir başarı hikâyesi değil. 20 yaşındayım, hayatımın belki de en güzel en deli dolu geçirebileceğim ergenlik yıllarını çoktan geride bıraktım. Hem de uzun bol kıyafetler, başörtüsü, bone, pardösü içinde geride bıraktım. Benim kapanma hikâyem 14 yaşımda başladı. Burada okuduğum kadarıyla çoğu arkadaşımın…

Tüm bu dini sohbetler beni ‘dinine bağlı bir mümine’ yapmadı aksine ateizme yönlendirdi.

Burayı keşfettiğim gün teker teker tüm mektupları okudum, saatlerce. Hepsinde kendimden bir parça buldum. Okudukça benim gibi başka insanların da olduğunu, onların da bir savaş verdiklerini gördüm ve kendime güvenim geldi çünkü baskı altında yetişen kız çocuklarına kendilerinden utanarak yaşamaları öğretilir. Gelenek ve kutsallar asla…

Kapanırken benim isteğimle alakası vardı fakat açılırken yoktu öyle mi?

Bilmiyorum. Bilemiyorum şu, özgürlüğümün çepeçevre sarılmış hayatıma nereden başlayacağıma. Benim hikâyem bir kurtuluş hikâyesi değil. Küçük bir kızın hayallerinin çekiçle paramparça edilmesinin hikâyesi. O kız hayallerinin parçalarını hiçbir zaman toparlayamadı. Sadece cam kırıklarıymış gibi kendisine batmasını ağlayarak izledi. Ve bu kız hala da ağlıyor. Ama…

Dileğim iyi bir bilim insanı olmak ve kardeşlerimin de bu cehaletin altında ezilmelerine engel olmak.

Benim hikâyem de buradaki birçok yazılan ile ortak. Acılar ortak, aile ortak… Çoğu yazıda kendimden parçalar buldum. Dilerdim ki bunları konuşuyor, yazıyor olmayalım. Buradaki yazıları okumadan önce yalnız olduğumu düşünmüştüm, yalnız değilmişim. 17 yaşındayım, kapalıyım ve şu an hiçbir dini inancım yok. Açılmak istediğimde şiddet…